Herkese Açık ve Kolaylıkla Ulaşılabilen Bir Fotoğrafın Sosyal Medya Hesabından Alınarak, Başka Bir Profilde Yayımlanması Özel Hayata İlişkin Kabul Edilmemektedir.

 

Yargıtay 12. Ceza Dairesi

Esas No: 2015/4349

Karar No: 2016/5349

Karar Tarihi: 30.03.2016

ÖZET:

Sanığın kovuşturma aşamasında verdiği ifadesi: “Davaya konu fotoğrafları ben facebook isimli sosyal paylaşım sitesinden aldım. Ben bu sitede kendisi ile arkadaştım. Zaten bu fotoğrafları herkese açıktı, müştekinin benim elimde herhangi bir fotoğrafı yoktur.” yer almaktadır.

Katılanın kovuşturma aşamasında verdiği ifadesi: “Benim fotoğraflarım arkadaşım olmayanlara engelliydi. Sadece bir tane profil fotoğrafım herkese açıktı. Sanık büyük ihtimalle o fotoğrafımı almış olabilir.” mevcuttur.

Bahse konu fotoğrafın, katılanın herkese açık profilinden elde edildiği, bu fotoğraflara kolaylıkla ulaşılabildiği, fotoğrafın özel hayata ilişkin olduğuna dair bir iddiada da bulunulmamıştır. Özel hayata ilişkin olmayan, herkese açık facebook profilinden kolaylıkla elde edilen fotoğrafların, ilgilinin isim ve soyismi kullanılmadan, sadece başka bir facebook profilinde yayınlanması eyleminin suç olarak kabul edilemeyeceği, bu eylemlerin yalnızca özel hukuk yaptırımlarına konu olabileceği göz önüne alındığında mahkemece sanık hakkında beraat kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Dava:

Kişisel verilerin kaydedilmesi suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Karar:

Sanığın, B. G. isimli sahte facebook profili oluşturarak ilgi duyduğu katılana arkadaşlık isteği göndererek bir süre yazışmışlardır. Katılanın, sanık tarafından kullanılan profilin sahte hesap olduğunu anladıktan sonra, sanığın kullandığı sahte profili arkadaşlık listesinden çıkardığı, sonrasında sanığın kullandığı sahte profile, katılanın facebook hesabından elde ettiği resimleri koymuştur.

Kişisel verilerin kaydedilmesi suçunu işlediği iddiasına konu olayda, TCK’nın 135 ve 136. maddelerinde düzenlenen Kişisel Verilerin Kaydedilmesi ve Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme suçlarının konusunu oluşturan kişisel veri kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı, herkes tarafından bilinmeyen ve/veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olmayan, kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerektiği, belirli veya belirlenebilir bir kişiye ait her türlü bilginin, hukuka aykırı olarak kaydedilmesi, TCK’nın 135. maddesinde Kişisel verilerin kaydedilmesi başlığı altında, belirli veya belirlenebilir bir kişiye ait her türlü bilginin, başkasına verilmesi, yayılması ya da ele geçirilmesi, aynı Kanunun 136/1. maddesinde Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme başlığı altında birbirinden bağımsız iki ayrı suç olarak tanımlanmıştır. – sosyal medya –

Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun maddi konusunu oluşturan kişisel veri kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı nüfus bilgileri (T.C. kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı gibi), adli sicil kaydı, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, telefon numarası, elektronik posta adresi, kan grubu, medeni hali, parmak izi, DNA’sı, saç, tükürük, tırnak gibi biyolojik örnekleri, cinsel ve ahlaki eğilimi, sağlık bilgileri, etnik kökeni, siyasi, felsefi ve dini görüşü, sendikal bağlantıları gibi kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerekir. Herkes tarafından bilinen ve/veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olan kişisel bilgiler de, yasal anlamda kişisel veri olarak kabul edilmekte ise de, anılan maddenin uygulama alanının amaçlanandan fazla genişletilerek, uygulamada belirsizlik ve hemen her eylemin suç oluşturması gibi olumsuz sonuçların doğmaması için, maddenin uygulamasında, somut olayın özellikleri dikkate alınarak titizlikle değerlendirme yapılması, olayda herhangi bir hukuk dalı tarafından kabul edilebilecek bir hukuka uygunluk nedeni veya bu kapsamda nazara alınabilecek bir hususun bulunup bulunmadığının saptanması ve sanığın eylemiyle hukuka aykırı hareket ettiğini bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunun da ayrıca tespit edilmesi gerekir. – sosyal medya –

Bu bilgiler ışığında somut olayımız açısından, sanık tarafından oluşturulan sahte facebook profilinde, katılanın facebook profilinden elde edilen resimlerin yayınlanması eyleminin suç olarak kabul edilmesi halinde, eylemin kişisel verilerin kaydedilmesi suçunu değil, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturabileceği, bahse konu resimlerin dosya kapsamında bulunmamıştır.

Ancak; sanığın kovuşturma aşamasında verdiği ifadesinde “Davaya konu fotoğrafları ben facebook isimli sosyal paylaşım sitesinden aldım. Ben bu sitede kendisi ile arkadaştım. Zaten bu fotoğrafları herkese açıktı, müştekinin benim elimde herhangi bir fotoğrafı yoktur.” şeklindeki savunması mevcuttur. Katılanın kovuşturma aşamasında verdiği ifadesinde “Benim fotoğraflarım arkadaşım olmayanlara engelliydi. Sadece bir tane profil fotoğrafım herkese açıktı. Sanık büyük ihtimalle o fotoğrafımı almış olabilir.” şeklindeki beyanı bulunmaktadır.

Tüm bunlar dikkate alındığında, bahse konu fotoğrafın, katılanın herkese açık profilinden elde edildiği, bu fotoğraflara kolaylıkla ulaşılabildiği, fotoğrafın özel hayata ilişkin olduğuna dair bir iddiada da bulunulmadığı dikkate alındığında, özel hayata ilişkin olmayan, herkese açık facebook profilinden kolaylıkla elde edilen fotoğrafların, ilgilinin isim ve soyismi kullanılmadan, sadece başka bir facebook profilinde yayınlanması eyleminin suç olarak kabul edilemeyeceği, bu eylemlerin yalnızca özel hukuk yaptırımlarına konu olabileceği göz önüne alındığında mahkemece sanık hakkında beraat kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Sonuç:

Yapılan yargılama sonunda yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmıştır. Cumhuriyet savcısının, atılı suçun unsurlarının oluştuğuna ve mahkumiyet istemine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 30.03.2016 tarihinde oy çokluğu ile, karar verildi.

 

 

 

 

 

UYARI: Bu sitede yer alan bilgiler, makaleler, kararlar ve sair paylaşımlar Avukatlık Kanunu, TBB Reklam Yasağı Yönetmeliği ve TBB Meslek Kuralları ile ilgili mevzuat hükümleri dikkate alınarak ve meslek itibarını zedeleyecek her türlü tavır ve davranıştan özenle kaçınılarak hazırlanmaktadır. Site içeriğindeki paylaşımların herhangi birinde reklam, tanıtım, pazarlama, iş sağlama amacı güdülmemektedir. Bu sebeple, bu bilgilerin profesyonel danışmanlık hizmeti yerine geçtiği kabul edilmemelidir. Site içeriğinde bulunan her türlü paylaşım Göçük Hukuk Bürosu ekibinin bilgi ve emeğinin ürünü olup, FSEK kapsamında eser niteliğindedir ve izinsiz kullanımı yasaktır.