İmar Planlarına Karşı Dava Açma Süresi Geçmiş Olsa Dahi, Plan Değişikliği Talebinde Bulunarak, Bu Talebin Reddedilmesi Halinde 60 Gün İçerisinde İptal Davası Açılabilir.

DANIŞTAY 6. Daire

Esas No: 2015/972

Karar No: 2016/1214

Karar Tarihi: 17.03.2016

ÖZET:

İlgililerin plan değişikliği koşullarının oluştuğunu öne sürerek taşınmazları ile ilgili olarak mülkiyet hakkı kapsamında her zaman plan değişikliği isteminde bulunabilecekleri ve istemlerinin reddi üzerine dava açma süresi içinde bu istemlerinin reddine ilişkin işlem ile birlikte imar planına karşı dava açabilecekleri gibi sadece imar planının iptali istemiyle de dava açabilecekleri açıktır. Bu durumda, davacı tarafından plan değişikliği talebini içeren 26.08.2013 tarihli başvurunun 24.10.2013 tarihli, 3549-7453 sayılı belediye başkanlığı kararı ile reddi üzerine hem bu bu ret işleminin, hem de 12.01.1995 tarihli, 113 sayılı meclis kararıyla kabul edilen 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istemiyle 23.12.2013 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunmadığından, aksi yönde verilen mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.

İstemin Özeti:

Manisa 2. İdare Mahkemesince verilen 17/11/2014 tarihli, E:2014/57, K:2014/803 sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti:

Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: .Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, Uşak İli, …, 3186 ada, 4 parsele ilişkin imar plan değişikliği yapılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Uşak Belediye Meclisinin 03.10.2013 tarihli, 2013/613 sayılı kararı ile yine bu alanı kapsayan 1/5000 ölçekli nazım imar planının istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince, imar plan değişikliği yapılması istemiyle yapılan başvurunun reddine işlem yönünden, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporla dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu parselin konut alanı olarak belirlenmesine yönelik talebin, bölgedeki nüfus yoğunluğunu artıracak bir arazi kullanım değişikliği olması nedeniyle plan bütünlüğünü bozacak nitelikte olduğu, artan nüfus yoğunluğunun gerektireceği ilave teknik ve sosyal altyapı alanlarının bölgede yaratılmasının mevcut mekansal yapı içerisinde mümkün olmadığı görülmüştür.

Değişikliği talebinin bilimsel, nesnel ve teknik bir nedene dayanmadığı ve kamusal bir zorunluluk içermediği, plan değişikliği talebinin planlama ilkelerine, şehircilik esaslarına, kamu yararına uygun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine; 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istemi yönünden ise dava konusu planın 13.01.1995 – 13.02.1995 tarihleri arasında ilan edildiği ve davacılar tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığı dikkate alındığında, son ilan tarihinden itibaren altmış günlük dava açma süresi içerisinde davanın açılması gerekirken bu süre geçirildikten sonra 23.12.2013 tarihinde açılan davanın esasının incelenemeyeceği gerekçesiyle süre aşımı yönünden reddine karar verilmiş, bu karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 10. maddesinde, ilgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilecekleri, altmış gün içinde cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, ilgililerin altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde konusuna göre Danıştay’a, idare ve vergi mahkemelerine dava açabileceği, altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgilinin bu cevabı, istemin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebileceği, bu takdirde dava açma süresinin işlemeyeceği, ancak, bekleme süresinin başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemeyeceği, dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açılabileceği, hükme bağlanmıştır.

Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan,Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelikte, plan değişikliği; plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, teknik ve sosyal donatı dengesini bozmayacak nitelikte, bilimsel, nesnel ve teknik gerekçelere dayanan, kamu yararının zorunlu kılması halinde yapılan plan düzenlemeleri olarak tanımlanmış, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 26. maddesinin 3. fıkrasında da, “İmar planlarında bulunan sosyal ve teknik altyapı alanlarının kaldırılması, küçültülmesi veya yerinin değiştirilmesine dair plan değişiklikleri zorunluluk olmadıkça yapılmaz. Zorunlu hallerde böyle bir değişiklik yapılabilmesi için:

a) İmar planındaki durumu değişecek olan sosyal ve teknik altyapı alanındaki tesisi gerçekleştirecek ilgili yatırımcı Bakanlık veya kuruluşların görüşü alınır.

b) İmar planında yer alan yol hariç sosyal ve teknik altyapı alanlarının ve kamuya ait sosyal ve kültürel tesis alanlarının kaldırılabilmesi veya küçültülmesi ancak bu tesislerin hitap ettiği hizmet etki alanı içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılması suretiyle yapılabilir. Eşdeğer alanın ayrılmasında yüzölçümü ve konum özellikleri korunur. Bu alanların yerinin değiştirilmesinde, mevcut plandaki hizmet etki alanına göre aynı uygulama etabı veya bölge içinde kalması, yaya erişim mesafelerinin dikkate alınması ve yeni tespit edilen alanın tesisin yapılmasına müsait olması zorunludur.

c) Düzenleme ortaklık payından elde edilen alanların yüzölçümleri toplamının altına düşülmemek kaydıyla, plan değişikliği ile kaldırılan yol alanlarının miktarları, düzenleme ortaklık payından oluşturulan park, çocuk bahçesi, meydan gibi açık ve yeşil alanlarda kullanılabilir. Ancak yol hariç düzenleme ortaklık payına tabi bir kullanımın kamu ortaklık payına tabi bir kullanıma dönüştürülmek istenilmesi halinde, düzenleme ortaklık payına tabi alanın hizmet edeceği etki alanında eşdeğer bir alan ayrılır.” hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıda alıntısı yapılan yönetmelik hükümleri uyarınca, ilgililerin plan değişikliği koşullarının oluştuğunu öne sürerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 10. maddesi uyarınca taşınmazları ile ilgili olarak mülkiyet hakkı kapsamında her zaman plan değişikliği isteminde bulunabilecekleri ve istemlerinin reddi üzerine dava açma süresi içinde bu istemlerinin reddine ilişkin işlem ile birlikte imar planına karşı dava açabilecekleri gibi sadece imar planının iptali istemiyle de dava açabilecekleri açıktır.

Bu durumda, davacı tarafından plan değişikliği talebini içeren 26.08.2013 tarihli başvurunun 24.10.2013 tarihli, 3549-7453 sayılı belediye başkanlığı kararı ile reddi üzerine hem bu bu ret işleminin, hem de 12.01.1995 tarihli, 113 sayılı meclis kararıyla kabul edilen 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istemiyle 23.12.2013 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunmadığından, aksi yönde verilen mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Ayrıca, İdare Mahkemesince, imar plan değişikliği talebi içeren başvurunun reddine ilişkin işlem ile nazım imar planının birlikte değerlendirilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir.

Sonuç:

Açıklanan nedenlerle, Manisa 2. İdare Mahkemesince verilen 17/11/2014 tarihli, E:2014/57, K:2014/803 sayılı kararın BOZULMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 17.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

 

 

UYARI: Bu sitede yer alan bilgiler, makaleler, kararlar ve sair paylaşımlar Avukatlık Kanunu, TBB Reklam Yasağı Yönetmeliği ve TBB Meslek Kuralları ile ilgili mevzuat hükümleri dikkate alınarak ve meslek itibarını zedeleyecek her türlü tavır ve davranıştan özenle kaçınılarak hazırlanmaktadır. Site içeriğindeki paylaşımların herhangi birinde reklam, tanıtım, pazarlama, iş sağlama amacı güdülmemektedir. Bu sebeple, bu bilgilerin profesyonel danışmanlık hizmeti yerine geçtiği kabul edilmemelidir. Site içeriğinde bulunan her türlü paylaşım Göçük Hukuk Bürosu ekibinin bilgi ve emeğinin ürünü olup, FSEK kapsamında eser niteliğindedir ve izinsiz kullanımı yasaktır.