TUTUKLAMA HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR

Tutuklama Nedir?

Tutuklama, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’ nda yer alan bir güvenlik tedbiridir.Ceza yargılaması sürecinde delillerin muhafazası, sanığın kaçmasının önlenmesi, delillerin yok edilmesi, gizlenmesi veya değiştirilmesi, tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminin engellenmesi ve böylece muhakeme sonunda verilebilecek hürriyeti bağlayıcı cezanın yerine getirilebilmesini sağlayan bir güvenlik tedbiridir.

Tutuklama Şartları Nelerdir?

Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. Bu düzenleme tutuklama tedbirinin kişiselliği ilkesinin bir yansımasıdır. Gerçekten de bir kişi hakkında tutuklama kararı verilebilmesi için hakkında bir soruşturma/kovuşturma olmalı ve bu kişi sanık yada şüpheli sıfatına haiz olmalıdır. Çocuk yargılamalarında ise suça sürüklenen çocuk sıfatı gereklidir.

İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilememektedir. Bu düzenleme ise tutuklama tedbirinin ölçülü olması ilkesinin yansımasıdır. Keza tutuklama tedbiri kişilerin hürriyetini kısıtlayan bir tedbirdir. Bu nedenle bu yola başvurulması için tedbirden beklenen faydanın gerekli olması şartı aranmaktadır. Burada kişinin hürriyeti ile soruşturmanın/kovuşturmanın selameti arasında bir denge gözetilerek bu yola başvurulmaktadır.

Anayasa m.38 hükmünde yer alan masumiyet karinesi gereği, hakkında kesinleşmiş bir hüküm bulunmayan kimse suçlu sayılmamaktadır. Bu nedenle henüz hakkında kesinleşmiş bir hüküm bulunmayan kimse hakkında özgürlüğünü bağlayıcı bir tedbir uygulanması da yukarıda anılı şartlara bağlanmaktadır. Aslolan tutukluluk değil, kişinin tutuksuz yargılanmasıdır.

5271 sayılı yasanın 100. maddesi uyarınca aranan “tutuklama nedeninin bulunması” hususu son derece muğlak bir ifadedir. Bu sebeple anılı maddenin 3. fıkrasında uygulayıcılar için hangi suç tiplerinde tutuklama nedenleri var olduğunun kabul edilebileceği belirlenmiştir. Bu suçlara ilişkin soruşturma/kovuşturma aşamasında tutuklama nedeni varsayılabilir ve diğer şartların varlığı halinde kişi hakkında tutuklama kararı verilebilecektir.

Bu suçlar;

a) 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Soykırım ve insanlığa karşı suçlar (madde 76, 77, 78),
2. Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (madde 79, 80)
3. Kasten öldürme (madde 81, 82, 83),
4.Silahla işlenmiş kasten yaralama (madde 86, fıkra 3, bent e) ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama (madde 87),
5. İşkence (madde 94, 95)
6. Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, madde 102),
7. Çocukların cinsel istismarı (madde 103),
8. Hırsızlık (madde 141, 142) ve yağma (madde 148, 149),
9. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),
10. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, madde 220),
11. Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar (madde 302, 303, 304, 307, 308),
12. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 310, 311, 312,
313, 314, 315),
b) 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları.
c) 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu.
d) 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar.

Tutuklama Yasağı Nedir?

Ceza Muhakemesi Kanunu m. 100/4  uyarınca, sadece adlî para cezasını gerektiren suçlarda veya vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenenler hariç olmak üzere hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilememektedir.

Tutuklama Kararı Nasıl ve Hangi Mahkeme Tarafından Verilir?

Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde sanığın tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re’sen mahkemece karar verilir. Bu istemlerde mutlaka gerekçe gösterilir ve adlî kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını belirten hukukî ve fiil nedenlere yer verilir.

Tutuklama kararında; kuvvetli suç şüphesini, tutuklama nedenlerinin varlığını, tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu gösteren deliller somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça gösterilir. Kararın içeriği şüpheli veya sanığa sözlü olarak bildirilir, ayrıca bir örneği yazılmak suretiyle kendilerine verilir ve bu husus kararda belirtilir.

Tutukluluk Sorgusunda Avukat Bulunması Zorunlu mudur?

Ceza Muhakemesi Kanunu m.101/3 uyarınca, kişi hakkında tutuklama talep edildiğinde, şüpheli veya sanık, kendisinin seçeceği veya baro tarafından görevlendirilecek bir müdafiin yardımından yararlanır. Tutukluluk sorgulaması ceza muhakemesi sistemimizdeki zorunlu müdafi hallerinden biridir. Yapılan tutukluluk sorgusunda şüpheli/sanık avukatla(müdafi) temsil edilmek zorundadır.

Tutukluluk Süresinde Üst Sınır Mevcut mudur?

-Soruşturma Aşaması

Soruşturma evresinde tutukluluk süresi, ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işler bakımından altı ayı, ağır ceza mahkemesinin görevine giren işler bakımından ise bir yılı geçemez.

Ancak, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve toplu olarak işlenen suçlar bakımından bu süre en çok bir yıl altı ay olup, gerekçesi gösterilerek altı ay daha uzatılabilir.

-Kovuşturma Aşaması

5271 sayılı yasanın 102. maddesi uyarınca ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde tutukluluk süresi en çok bir yıldır. Ancak bu süre, zorunlu hallerde gerekçeleri gösterilerek altı ay daha uzatılabilir.

Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı geçemez.

Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü(Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar), Beşinci(Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar), Altıncı(Milli Savunmaya Karşı Suçlar) ve Yedinci(Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk) Bölümünde tanımlanan suçlar ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda ise uzatma süresi toplam beş yılı geçemez.

Kovuşturma ve soruşturma aşamasındaki bu süreler, fiili işlediği sırada on beş yaşını doldurmamış çocuklar bakımından yarı oranında, on sekiz yaşını doldurmamış çocuklar bakımından ise dörtte üç oranında uygulanmaktadır.

Tutuklama Kişinin Yakınlara Bildirilir mi?

Tutuklamadan ve tutuklamanın uzatılmasına ilişkin her karardan tutuklunun bir yakınına veya belirlediği bir kişiye, hâkimin kararıyla gecikmeksizin haber verilir. Ayrıca, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmemek kaydıyla, tutuklunun tutuklamayı bir yakınına veya belirlediği bir kişiye bizzat bildirmesine de izin verilir. Şüpheli veya sanık yabancı olduğunda tutuklanma durumu, yazılı olarak karşı çıkmaması halinde, vatandaşı olduğu devletin konsolosluğuna bildirilir.

Tutukluluk Halinin Değerlendirilmesi Nedir?

Soruşturma evresinde şüphelinin tutukevinde bulunduğu süre içinde ve en geç otuzar günlük süreler itibarıyla tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından şüpheli veya müdafii dinlenilmek suretiyle karar verilir.Tutukluluk durumunun incelenmesi, şüpheli tarafından da istenebilir.

Hâkim veya mahkeme, tutukevinde bulunan sanığın tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceğine her oturumda veya koşullar gerektirdiğinde oturumlar arasında ya da birinci fıkrada öngörülen süre içinde de re’sen karar verir.

Tutuklama Kararına İtiraz Edilebilir mi? Kimler İtiraz Edebilir?

Tutuklama kararına itiraz mümkündür. Kişi hakkında tutuklama kararı verilmesine müteakip 7 gün içerisinde itiraz edilebilir.

Tutuklamaya itiraz, kural olarak tutukluya ait bir haktır. Ayrıca,

  • Tutuklanan kişinin avukatı
  • Tutuklanan kişinin yasal temsilcisi (babası, annesi veya varsa başka yasal temsilcisi)
  • Tutuklanan kişinin eşi

tutuklama kararına itiraz edilebilir. İtiraz, ilgili mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır.

Tutuklama Kararına İtirazı Hangi Merci İnceler?

Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir.

Ceza Muhakemesi Kanunu m. 268 uyarınca itirazı incelemeye yetkili merciler:

  • Sulh ceza hâkimliği kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, o yerde birden fazla sulh ceza hâkimliğinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen hâkimliğe; son numaralı hâkimlik için bir numaralı hâkimliğe; ağır ceza mahkemesinin bulunmadığı yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine; ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, en yakın ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine aittir.
  • Asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine ve bu mahkeme ile başkanı tarafından verilen kararlar hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir.
  • Naip hâkim kararlarına yapılacak itirazların incelenmesi, mensup oldukları ağır ceza mahkemesi başkanına, istinabe olunan mahkeme kararlarına karşı yukarıdaki bentlerde belirtilen esaslara göre bulundukları yerdeki mahkeme başkanı veya mahkemeye aittir.
  • Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları ile Yargıtay ceza dairelerinin esas mahkeme olarak baktıkları davalarda verdikleri kararlara yapılan itirazlarda; üyenin kararını görevli olduğu dairenin başkanı, daire başkanı ile ceza dairesinin kararını numara itibarıyla izleyen ceza dairesi; son numaralı daire söz konusu ise birinci ceza dairesi inceler.

Haksız Tutuklama Sebebiyle Tazminat Talep Edilebilir mi?

Ceza Muhakemesi Kanunu m.141/1-e bendi uyarınca kanuna uygun olarak tutuklanan ancak daha sonra hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığı ya da beraat kararı verilen kişi tutuklama sebebiyle ortaya çıkan maddi ve manevi tüm zararını devletten talep edebilir.

Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir.

Tazminat istemi, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesince incelenir.

Tazminat isteminde bulunan kişinin dilekçesine, açık kimlik ve adresini, zarara uğradığı işlemin ve zararın nitelik ve niceliğini kaydetmesi ve bunların belgelerini eklemesi gereklidir. Dilekçesindeki bilgi ve belgelerin yetersizliği durumunda mahkeme, eksikliğin bir ay içinde giderilmesini, aksi hâlde istemin reddedileceğini ilgiliye duyurur. Süresinde eksiği tamamlanmayan dilekçe, mahkemece, itiraz yolu açık olmak üzere reddedilir.

Mahkeme, kararını duruşmalı olarak verir. İstemde bulunan ile Hazine temsilcisi, açıklamalı çağrı kâğıdı tebliğine rağmen gelmezlerse, yokluklarında karar verilebilir.

Ceza Muhakemesi Kanunu m.141 kapsamında kanuna uygun olarak yakalanan veya tutuklanan kişilerden aşağıda belirtilenler tazminat isteyemezler:

  • Tazminata hak kazanmadığı hâlde, sonradan yürürlüğe giren ve lehte düzenlemeler getiren kanun gereği, durumları tazminat istemeye uygun hâle dönüşenler.
  • Genel veya özel af, şikâyetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen veya kamu davası geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülenler.
  • Kusur yeteneğinin bulunmaması nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilenler.
  • Adlî makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar.

 

Av. Ali ÖZDEMİR

Göçük Hukuk Bürosu

04.05.2020

 

 

 

 

 

UYARI: Bu sitede yer alan bilgiler, makaleler, kararlar ve sair paylaşımlar Avukatlık Kanunu, TBB Reklam Yasağı Yönetmeliği ve TBB Meslek Kuralları ile ilgili mevzuat hükümleri dikkate alınarak ve meslek itibarını zedeleyecek her türlü tavır ve davranıştan özenle kaçınılarak hazırlanmaktadır. Site içeriğindeki paylaşımların herhangi birinde reklam, tanıtım, pazarlama, iş sağlama amacı güdülmemektedir. Bu sebeple, bu bilgilerin profesyonel danışmanlık hizmeti yerine geçtiği kabul edilmemelidir. Site içeriğinde bulunan her türlü paylaşım Göçük Hukuk Bürosu ekibinin bilgi ve emeğinin ürünü olup, FSEK kapsamında eser niteliğindedir ve izinsiz kullanımı yasaktır.