Miras hukuku, insanların ölümlerinden sonra malları üzerinde yapmak istedikleri ölüme bağlı tasarrufları ve ölümleri halinde, gaipliğine karar verilmesinden sonra veya ölüm karinesinin varlığı halinde mirasa konu mallarının (tereke) yasal mirasçılar ve diğer mirasçılar arasında ne şekilde paylaştırılacağını borçlarının nasıl ve hangi sırayla ödeneceğini inceleyen bir özel hukuk dalıdır. İzmir Miras Avukatı olarak tüm bu hususlarda tarafınıza profesyonel hizmet sağlamaktayız.
Miras Bırakan Kimdir?
Miras Hukukunda Mirasbırakan, ölüm olayının gerçekleşmesi sonucunda hukuki ilişkileri düzenlenen ölen kişidir. Mirasbırakan ifadesi yerine, eski Türkçe’de ve 743 sayılı eski Medeni Kanun’da “muris, müteveffa, vefat eden kimse” ifadeleri kullanılırdı . Bu kelimeler günümüzde Miras Hukukunda nadiren kullanılmaktadır. Alman ve Fransız hukuk dillerinde “de cujus” olarak kullanılan ifadenin karşılığı müteveffa kelimesidir.
Mirasbırakan sıfatının kullanılabilmesi için ölüm olayının gerçekleşmesi gerekmektedir. Ölüm olayı, insanlara özgü bir durum olduğu için mirasbırakan sıfatı yalnızca gerçek kişilere özgüdür . Bu sebeple tüzel kişiler mirasbırakan olamazlar.
Mirasçı Kimdir?
Mirasçı, Miras Hukukunda mirasbırakanın ölümü veya ölmüş sayılması ile birlikte terekenin bir bütün olarak geçtiği kişi veya kişilere denir. Mirasçı gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişi de olabilir. Mirasçı olabilmenin bazı şartları vardır. Kişi hak ehliyetine sahip olmalı, kişinin mirastan yoksunluğu gerektirecek herhangi bir durumu bulunmamalı ve kişi mirasbırakanın ölümü veya ölmüş sayılması anında hayatta olmalıdır.
Doğuş nedenine göre yapılan tasnifte mirasçı sıfatı, yasal (kanuni) mirasçı ve atanmış (iradi) mirasçı olmak üzere ikiye ayrılır. Yasal mirasçılar, kanun hükümleri gereği mirasçı olan ve kanunda belirtilen kişilerdir. Atanmış mirasçılar, mirasbırakanın iradi olarak yapmış olduğu bir ölüme bağlı tasarruf ile belirlediği mirasçılardır. Mirasın geçişinde külli halefiyet açısından her iki mirasçı arasında fark yoktur
Mirasın Reddi Nasıl Yapılır?
Miras hukuku kapsamında Mirasçı miras bırakanın son yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesine yazılı veya sözlü olarak beyanda bulunmak suretiyle mirası reddedebilir (TMK madde 609). Mirasın reddi için Ret beyanı mirasın tümünü kapsayacak şekilde kayıtsız ve şartsız olmak zorundadır. Miras kısmen reddedilemez. Mirasın Reddi Şartlara uygun yapılmadığı halde mirasçı mirası iktisap eder.
Mirasın reddi işlemi yanılma, aldatma, korkutma sonucu olmamışsa ret beyanının Sulh Hakimince tescil işlemi yapıldıktan sonra tek taraflı olarak dönmek mümkün değildir. Yanılma, aldatma veya hile sonucu mirasçının Mirasın reddi için ret beyanında bulunması halinde yapılan ret işlemi için iptal talebinde bulunulabilir.
Mirasın Reddi Hangi Sürede Yapılabilir?
Mirasın reddi için Türk Medeni Kanunu’nda üç aylık hak düşürücü süre öngörülmüştür. Buna göre miras bırakanın ölümünden veya mirasçının mirasçı olduğunu öğrenmesinden itibaren üç aylık süre içinde mirasın reddi talebinde bulunabilir. Bu ret talebi Sulh Hakiminin taktir yetkisi olmadan tescil edilir.
Miras üç ay içinde reddedilebilir. Bu süre yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendiklerini ispat etmedikçe miras bırakanın ölümünden itibaren, atanmış mirasçılar için tasarrufun kendilerine resmen bildirildiği tarihte işlemeye başlar (TMK madde 606). Bu süre içinde reddedilmeyen miras, mirasçısı tarafından iktisap edilmiş olur.
Mirasın reddi ile ilgili sürelerin başlangıcı şu şekillerde gerçekleşir:
Yasal Mirasçılar İçin: Kural olarak yasal mirasçılar için red süresi miras bırakanın ölümünü öğrendikleri anda başlar (TMK madde 606). Eğer mirasçılık sıfatı daha sonradan öğrenilmiş ise bu tarih başlangıç olarak kabul edilir. Yasal mirasçının ölüme bağlı tasarruf ile miras dışında bırakılmış olması halinde ret süresi bu tasarrufun iptal edildiğinin mirasçı tarafından öğrenilmesi ile başlar.
Atanmış Mirasçılar İçin: Atanmış mirasçılar için ret süresi üç aydır (TMK madde 606). Bu süre mirasçı olduklarını Sulh Mahkemesinin Vasiyetnameyi resmi olarak açması ve mirasçılara tebliğ edilmesi ile başar. Miras sözleşmesi ile atanan mirasçılar için bu süre yasal mirasçılarla aynı şekilde işler.
Mirasın Reddi için Yetkili ve Görevli Mahkeme Hangisidir?
Mirasın reddi talebi mirasın açılacağı yerin Sulh Hukuk Mahkemesine yapılır. Bu da miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesidir. Ret beyanı mirasın açıldığı yerin Sulh mahkemesi tarafından mahkemenin özel kütüğüne tescil edilir (TMK madde 609). Mirası ret talebinde bulunan mirasçıya, talep halinde mirası reddettiğine dair yazılı bir belge verilir (TMK madde 609).
Tenkis Davası Nedir?
Tenkis davası, miras bırakanın saklı payları ihlal eden sağlar arası ve ölüme bağlı tasarruflarının tasarruf özgürlüğü sınırlarına indirilmesini sağlayan, yenilik doğurucu nitelikte bir davadır. Tenkis davasının konusunu, saklı payları ihlal eden ölüme bağlı tasarruflar ile kanunda belirtilen sağlar arası tasarruflar oluşturur. Tenkis davası sonucunda verilen hüküm geçmişe etkili ve kişisel niteliktedir. Bunun anlamı, hükmün mirasın açıldığı tarihten itibaren etkili olması ve tenkis davası açmayan mirasçıların davanın sonunda verilen karardan yararlanamamasıdır. Tenkis davası miras bırakanın ölümü üzerine, kural olarak saklı pay sahibi mirasçılar, kanunda belirtilen durumlarda ise saklı pay sahibi mirasçının alacaklıları ile iflas idaresi tarafından açılabilir.
Tenkis Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme Nedir?
HMK madde 2/I’e göre, “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.”
Tenkis davasında yetkili mahkemenin tayini bakımından hem Türk Medeni Kanununda hem de Hukuk Muhakemeleri Kanununda paralel düzenlemeler mevcuttur. TMK m.576’ya göre, “Miras, malvarlığının tamamı için miras bırakanın yerleşim yerinde açılır. Miras bırakanın tasarruflarının iptali veya tenkisi, mirasın paylaştırılması ve miras sebebiyle istihkak davaları bu yerleşim yeri mahkemesinde görülür.” Hükümden de anlaşıldığı üzere, tenkis davalarında yetkili mahkeme, miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesidir.
Tenkis Davasında Hak Düşürücü Süre Ne Kadardır?
TMK m.571/I’e göre, “Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.”
İzmir Miras Hukuku Faaliyetlerimiz
İzmir miras avukatı olarak İzmir, İstanbul, Ankara ve tüm büyükşehirlerde en iyi hizmeti sunmak için alanında yetkin avukatlarımız ile sizlere destek oluyoruz.
İzmir Miras davaları, izmir miras sözleşmesi ve vasiyetname hazırlanması, muris muvazaası davaları, tenkis ve denkleştirme davalarında uygulama ve danışmanlık aşamasında sizler için en uygun rotayı çiziyor ve süreci sizlerle birlikte yürütüyoruz.
Miras Davası Avukatlığı,
Vasiyetname ve Miras Sözleşmesi Hazırlanması Konusunda Danışmanlık Faaliyetleri,
Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.
Kesinlikle gerekli çerezler
Çerez ayarları tercihlerinizi kaydedebilmemiz için kesinlikle gerekli çerezler her zaman etkin olmalıdır.
Bu çerezi devre dışı bırakırsanız, tercihlerinizi kaydedemeyiz. Bu da, bu web sitesini her ziyaret ettiğinizde çerezleri tekrar etkinleştirmeniz veya devre dışı bırakmanız gerekeceği anlamına gelir.