İştirak Nafakası (Çocuk İçin Nafaka)
İştirak nafakası, Türk hukukunda boşanma veya ayrılık durumunda çocukların ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla mahkemece ödenmesine hükmedilen bir nafaka türüdür. İştirak nafakasının alacaklısı çocuktur. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi; 03/02/2005 tarih, E. 2004/15160, K. 2005/1249) Bu nafaka, çocuğun barınma, beslenme, giyim, eğitim, sağlık gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılır. Bu nafaka türüne “iştirak nafakası”, “katılım nafakası” veya basitçe “çocuk nafakası” denilebilir. Nafaka miktarı ve ödeme süresi, çocuğun ihtiyaçları ve ebeveynlerin mali durumları göz önünde bulundurularak mahkeme tarafından belirlenir. Ayrıca anne ve baba özellikle anlaşmalı boşanma halinde iştirak nafakasının miktarı hakkında kendi aralarında bir anlaşmaya varmış olabilirler. Böyle bir anlaşmanın varlığı ve hakimin de mevcut hal ve koşullara göre uygun görmesi halinde bu anlaşmadaki koşullar taraflar hakkında geçerli ve bağlayıcı olur.
Kısaca “iştirak nafakası”, çocuğun velayet hakkı kendisine verilen eşe, diğer eşin çocuğun bakım ve eğitim giderleri için ekonomik gücü oranında yaptığı katkı” olarak tanımlanabilir ve bu nafaka çocuğun ihtiyaçları devam ettiği sürece velayetin kendisinde olmadığı ebeveyn tarafından ödenmeye devam eder. Ancak çocuğun reşit olması, kendi gelirini sağlamaya başlaması veya tarafların sosyoekonomik durumlarında önemli değişikliklerin meydana gelmesi halinde nafaka ödeme süresi veya miktarının mahkeme tarafından tamamen kaldırılabileceği gibi yeniden değerlendirilmesi ve güncellenmesi de mümkündür.
Hakim tarafından iştirak nafakasının miktarı belirlenirken göz önünde bulundurulan temel kriterleri; “çocuğun yaşı, sağlık ve eğitim durumu, çocuğun kişisel bir geliri olup olmadığı, ebeveynlerin sosyoekonomik statü ve gelir düzeyleri, velayet kendisine bırakılan taraf ile müşterek çocuğun temel gıda, market, barınma, fatura gibi giderleri ve çocuğun sosyal yaşamına ilişkin giderleri” şeklinde örneklendirebiliriz.
Yargıtay. 12. Hukuk Dairesi, 03.06.2003 tarih, E. 2003/5179 K. 2003/8201 sayılı kararına göre;
“…iştirak nafakası içerisinde, barınma, giyinme, beslenme, eğitim, ulaşım gibi zaruri giderler bulunmaktadır. Mahkemece bu yön ve davacının talebi de dikkate alınıp nafaka takdiri gerekirken, infazda karışıklık yaratacak şekilde okul ve servis ücreti ayrık tutularak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. …”
Türk Medeni Kanunu’nun 328/1 maddesine göre “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.” Çocuğun ergin hale gelmesi 18 yaşını tamamlaması şeklinde yahut evlenmesi sebebiyle ya da çocuğun ergin kılınması yönündeki bir mahkeme kararı ile söz konusu olabilmektedir. Ancak “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” (TMK; m. 328/II)
Türk Medeni Kanunu’nun “Durumun değişmesi” başlıklı 331. Maddesine göre; “Durumun değişmesi hâlinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır. “
İşbu hüküm gereğince iştirak nafakasının çocuğun ihtiyaç ve giderleri için yetersiz olduğunu düşünen kişi, nafaka miktarının artırılması talepli bir dava açabilir. Bu durumda Mahkeme tarafından değişen koşullar, enflasyon, paranın satın alım gücü, çocuğun yaşı, eğitim durumu, sosyal yaşantısı gibi etkenler dikkate alınarak nafaka miktarının artırılmasına karar verilebilir. Aynı şekilde nafaka miktarının azaltılması ya da nafakanın tamamen kaldırılmasını gerektiren sebeplerin varlığı ya da nafaka borçlusu yahut alacaklısı olan eşin yaşam koşullarında önemli değişikliklerin meydana gelmesi halinde de nafaka yükümlüsü eşin nafakanın kaldırılması ya da nafakanın azaltılması talepli dava açma hakkı bulunmaktadır.
Nafaka miktarının artırılması, azaltılması ya da kaldırılmasına ilişkin davalarda görevli mahkeme Aile Mahkemesi olup yetkili mahkeme ise nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesidir. Nafaka miktarının artırılması, azaltılması ya da kaldırılması hususunda mahkemece yapılacak detaylı inceleme, araştırma ve değerlendirmeler neticesinde ve en önemlisi çocuğun üstün yararı göz önünde bulundurularak hakkaniyete uygun bir karar verilecektir.
Av. Melisa ZALALTINAŞ
01.12.2023