Şirketler hukuku, Ticaret hukuku bünyesinde yer alan ve ticaret şirketlerinin kurulması, birleşmesi, bölünmesi, devredilmesi, tip değiştirmesi, tasfiyesi gibi konulara dair normları ihtiva eden ve ticaret şirketlerine ilişkin hukuki ilişkileri inceleyen bir hukuk dalıdır.
Türkiye‘de 1926 yılında Türk Ticaret Kanunu‘nun yürürlüğe girmesiyle Ticaret hukukunun alt dalı hâline gelen şirketler hukuku, son hâlini 2011 yılında ise 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesi sonucu almıştır. Şirketler hukuku ile ilgili hükümler 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 124.-644. maddeleri arasında yer almaktadır. Adi şirketlere ilişkin hükümler ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu‘nun 620-644. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Büromuz sürekli müşavirliğini yaptığı şirketlere ticaret ve şirketler hukukuna ilişkin her alanda etkin danışmanlık hizmeti vermektedir. İzmir Şirketler Hukuku avukatı şirketlerin her alandaki iş ve işlemlerinin yönetimine dair hukuki altyapı hazırlanarak, hukuki sorun ihtimalini en aza indirgenmesinde ve geniş vadede zaman ve ücret tasarrufu sağlanmasında destek sağlamaktadır. İzmir ticari dava avukatı ticaret hukuku alanında mevzuatı iyi takip eder ve bu geniş ticaret hukuku alanında ve bir ticaret hukuku bürosu olarak faaliyetlerini sürdürür.
İzmir Ticari davalara bakan avukatlar, ticaret şirketlerinin ve yatırımcıların sürekli hukuk danışmanlığını yapmaktadır. Bu amaçla özellikle yurtdışı ile ticari ilişkisi olan şirketlere ve yabancı yatırımcılara uluslararası hukuk bürosu olarak destek sağlıyoruz.
Büromuzun Şirketler Hukuku ve Ticari Davalara İlişkin Destek Verdiği İş ve Dava Türleri;
Göçük Hukuk Bürosu Olarak Sizlerin İzmir Avukat Arayışlarında Profesyonel Hizmet Vermekten Mutluluk Duyuyoruz.
Ticari davaların neler olduğu Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde düzenleme altına alınmıştır. Ticari davaların esas özelliği bu davaların temelindeki uyuşmazlıkların öz ticaret hayatına ilişkin olmasıdır.
Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir.
Şirketler Hukukunda taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. İzmir Şirketler Hukuku Avukatı olarak tüm bu uyuşmazlıklarda profesyonel hizmet sağlıyoruz.
Ticari davalarda görev, hukuk davaları içerisinde ticari sayılan davaların hangi mahkemelerde görüleceği anlamına gelmektedir. HMK’nın görev ile ilgili hükümlerinde “ticari davalar”dan söz edilmemektedir. Ticari davalarda görev, TTK’nın m. 5/1. fıkrasında düzenlemiştir. Bu düzenlemeye göre, “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyi değerine veya tutarına bakmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü yer almaktadır.
Yetki, bir davaya hangi yerdeki görevli mahkeme tarafından bakılabileceğinin tespitini sağlar. Bir uyuşmazlığın hangi görevli mahkemede (sulh, asliye veya özel bir mahkeme) bakılabileceğinin tespitinden sonra, hangi yer mahkemesi tarafından bakılabileceğini yetki kuralları belirlemektedir.
Mahkemelerin yetkisi, diğer kanunlarda yer alan yetkiye ilişkin hükümler saklı kalmak üzere HMK’ya tabidir (HMK m. 5). Genel yetkili mahkeme, davanın açıldığı tarihte davalının yerleşim yeri (ikametgah) mahkemesidir (HMK m. 6/1). Yerleşim yeri ise, Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenecektir (HMK m. 6/2) . Davalı, yerleşim yeri mahkemesinde dava açtıktan sonra yerleşim yerini değiştirse bile genel yetkili mahkeme, davalının davayı açtığı ilk yerleşim yeri mahkemesidir. İzmir şirketler hukuku avukatı olarak tüm usulü şartlara uyarak tarafınıza hizmet sağlıyoruz.
Tüzel kişilerin ikametgahı, kuruluş belgelerinde (tüzük, ana sözleşme veya vakıf senedi gibi) aksine hüküm bulunmadıkça, işlerinin yürütüldüğü yerdir (TMK m. 51). Ticaret şirketi ve kooperatiflerin ana sözleşmelerinde merkezlerinin neresi olduğunun gösterilmesi zorunludur (TTK m. 213, 305, 339, 567, 576; KoopK. m. 4/1). Buna göre, şirketler hukuku davalarında, ticaret şirketleri ve kooperatiflere karşı açılacak davalarda genel yetkili mahkeme, bunların ana sözleşmelerinde merkez olarak gösterilen yer mahkemesidir.