Şirketlerde İç Yönerge İle Yetki Devri
1- Giriş
2- Şirket Müdürlerinin Hukuki ve Cezai Sorumluluğu
3- Ortakların Ve Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğu
4- Sınırlı Yetkili Kişilerin Sorumlulukları
1-Giriş
Yönetim kurulu iç yönergesi, anonim ve limited şirketlerin yönetim yapısını düzenleyerek şeffaflığı, hesap verebilirliği ve etkin yönetimi sağlayan kritik bir hukuki belgedir. Türk Ticaret Kanunu ile getirilen bu yenilik, şirketlerin kurumsal yönetim ilkelerine uygun hareket etmesine ve yönetim süreçlerinin daha öngörülebilir olmasına katkı sunar. Şirket iç yönergesi uyarınca şirketi her konuda en geniş şekilde temsil ve ilzama (temsili) yetkili kişiler tarafından vekaletname ile üçüncü kişiler yetkilendirilebilir.
Türk Ticaret Kanunu madde 367 kapsamında, yönetim yetkisinin devrinin geçerliliği için yukarda da bahsettiğimiz gibi iki şartın olması gerekmektedir. Bunlardan birisi yönetim yetkisinin devrine izin veren bir hükmün esas sözleşmede yer almasıdır. İkincisi ise söz konusu yönetim devrine ilişkin bir iç yönerge hazırlanmasıdır. Fakat buradaki konu yetkilerin devredilebilir yetkiler olması gerekmektedir.
Yönetim kurulu iç yönergesi, şirketin yönetim yapısında şeffaflığı ve hesap verebilirliği sağlamak amacıyla yönetim kurulu üyelerine, üst yöneticilere ve üçüncü kişilere verilen yönetim yetkilerini tanımlar. Bu yönerge, esas itibarıyla iki farklı hükme dayanır: TTK’nın 367. ve 371. maddeleri. TTK 367, yönetim kurulunun yönetim yetkilerini devretme yetkisini ele alırken, TTK 371, sınırlı yetkili ticari vekil ve diğer tacir yardımcılarının atanmasına ilişkin esasları düzenler.
İç yönergenin uygulanması halinde bazı zorluklarla karşılaşabilir. Özellikle, yönergenin ticaret sicil müdürlüklerinde tescil edilmesi sırasında farklı uygulamaların olması, yöneticilerin ve çalışanların yeni düzenlemelere uyum sağlamasında yaşanan güçlükler ve yönergenin hukuki çerçevede sürekli güncel tutulma ihtiyacı bu zorluklardan bazılarıdır. Özellikle ticaret sicil müdürlükleri arasında farklı uygulamalar olması, şirketlerin bu yönergeyi tescil ve ilan sürecinde zorluk yaşamasına neden olabilmektedir. Bu sorunun giderilmesi için iç yönergelerin standartlaştırılması önem arz etmektedir.
Yönetim kurulu iç yönergesi, şirket yönetiminin daha öngörülebilir ve şeffaf bir yapıya kavuşmasını sağlar. Bu belge, şirketin içindeki hiyerarşik ilişkileri ve sorumlulukları net bir şekilde belirler, bu da yönetim kurulunun şirketi etkin bir şekilde yönetmesini ve şirketin pay sahipleri ile diğer menfaat sahiplerine karşı hesap verebilir olmasını temin eder.
Yönetimin devri MADDE 367
(1) Yönetim kurulu esas sözleşmeye konulacak bir hükümle, düzenleyeceği bir iç yönergeye göre, yönetimi, kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü kişiye devretmeye yetkili kılınabilir. Bu iç yönerge şirketin yönetimini düzenler; bunun için gerekli olan görevleri, tanımlar, yerlerini gösterir, özellikle kimin kime bağlı ve bilgi sunmakla yükümlü olduğunu belirler. Yönetim kurulu, istem üzerine pay sahiplerini ve korunmaya değer menfaatlerini ikna edici bir biçimde ortaya koyan alacaklıları, bu iç yönerge hakkında, yazılı olarak bilgilendirir.
(2) Yönetim, devredilmediği takdirde, yönetim kurulunun tüm üyelerine aittir.
Yönetim Kurulu, TTK’nın ilgili maddeleri uyarınca düzenlediği iç yönerge ile yönetim ve temsil yetkilerini kısmen veya tamamen bir veya birkaç Yönetim Kurulu üyesine veya üçüncü kişilere devredebilir. İç yönerge şirketin yönetim ve temsilini düzenlemekle birlikte bunun için gerekli olan görev ve mevkileri gösterir; görevler, tanımlar, özellikle kimin kime bağlı ve bilgi sunmakla yükümlü olduğunu belirler. Bu yönergenin hazırlanmasında şirketin yapısı, faaliyet alanı, yönetim kurulunun ve üst yönetimin sorumluluk alanları dikkate alınır. Yönerge, yönetim kurulunun yetki devrine ve şirketin günlük işleyişine dair düzenlemeleri içerir. Özellikle kimin hangi görevleri yürüteceği, kime rapor vereceği gibi hususlar ayrıntılı bir şekilde tanımlanır. Yetkiler gruplar ve dereceler olarak sınırlandırılmakla birlikte münferiden veya müştereken verilebilir.
Örneğin A grubu imza yetkilisi YK üyeleri iken, B grubu imza yetkilisi mali işler direktörü, C grubu imza yetkilisi muhasebe müdürü ve SSH müdürü, D grubu imza yetkilisi satış müdürü olabilir. İşbu yetkiler müştereken veya münferiden olarak belirlenebilir.
2- Şirket Müdürlerinin Hukuki ve Cezai Sorumluluğu
Türk Ticaret Kanunu- 632.madde
VII – Haksız fiil sorumluluğu
(1) Şirketin yönetimi ve temsili ile yetkilendirilen kişinin, şirkete ilişkin görevlerini yerine getirmesi sırasında işlediği haksız fiilden şirket sorumludur.
- Bu hüküm gereği şirketin yönetimi ve temsili ile görevlendirilen kişi haksız fiilden dolayı şirketçe sorumludur.
- Şirket müdürleri, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. Bu genel sorumluluk hali şirket tüzel kişiliğinin, ortaklarının ve şirket alacaklılarının bünyesinde oluşmaktadır. Müdürler ise, kusurlu hareket etmediklerini ispat ettikleri oranda, sorumluluktan kurtulacaklardır. Rücu edilebilirdir.
Ayrıca,
– Belgelerin ve beyanların kanuna aykırı olması,
- Sermaye hakkında yanlış beyanlar ve ödeme yetersizliğinin bilinmesi,
- Değer biçilmesinde yolsuzluk,
- Halktan para toplamak şeklinde öngörülen TTK m. 449 vd. hükümler gereğince, limited şirket müdürleri TTK m. 562 hükmü kapsamında adli para yahut hapis cezası ile cezalandırılabilmektedirler.
Tüm bunların yanında şirketlerin borç ya da kusurlarından dolayı karşı karşıya kaldıkları cezai süreçlerden müdürlerin belirli oranlarda sorumlulukları doğabilmektedir.
3- Ortakların Ve Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğu
- A) Anonim Şirketlerde Sorumluluk
Anonim şirketlerde, yönetim kurulu üyeleri, kanun ve esas sözleşme ile belirlenen yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal etmeleri durumunda verdikleri zararlardan dolayı hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı sorumludur.
Yönetim kurulu, temsil yetkisi bulunmayan üyelerini veya şirkette hizmet akdiyle çalışan kişileri, sınırlı yetkiye sahip ticari vekil ya da diğer tacir yardımcıları olarak atayabilir. Ancak bu kişilerin şirkete veya üçüncü kişilere verdikleri her türlü zarardan dolayı yönetim kurulu üyeleri müteselsil sorumluluk taşır.
- B) Limited Şirketlerde Sorumluluk
Limited şirketlerde, aksi kararlaştırılmadıkça, ortakların tamamı müdür sıfatıyla şirketin yönetiminden sorumlu kabul edilir. Bu şirketlerdeki sorumluluk, Türk Ticaret Kanunu’nun 540-542. maddelerinde düzenlenmiştir.
Şirketin idare ve temsil yetkisi, esas sözleşme veya genel kurul kararı ile ortaklardan birine ya da birkaçına devredilebilir. Ayrıca bu yetkiler, esas sözleşme ya da ortaklar kurulu kararıyla ortak olmayan kişilere de bırakılabilir.
4- Sınırlı Yetkili Kişilerin Sorumlulukları
A. Temsil Yetkisinin Kapsamı
Sınırlı yetkili kişilerin sorumluluğu, kendilerine verilen yetki çerçevesiyle doğrudan ilgilidir.
- Eğer sınırlı yetkili kişi, yetkisi dahilinde hareket ederek bir işlem yapmış ve bu işlem sırasında bir kaza meydana gelmişse, bu durumda şirket sorumlu olabilir.
- Ancak temsilci, yetkisini aşarak veya ihmal göstererek hareket etmişse hem hukuki hem de cezai sorumluluk kendisine ait olabilir.
B. Türk Borçlar Kanunu ve TTK Kapsamında İşverenin Sorumluluğu
Bir şirket, iş kazaları veya çalışanların güvenliğini ilgilendiren olaylar için genellikle işveren sıfatıyla sorumludur.
- Türk Borçlar Kanunu (TBK) madde 66’ya göre, işveren, çalışanların işle ilgili verdikleri zararlardan sorumludur. Bu durumda iş kazası, sınırlı yetkili kişinin yetkisinden bağımsız olarak doğrudan şirketi bağlar.
- TTK 371 ve devamı maddeleri, sınırlı yetkili temsilciler, sadece kendi yetki alanlarıyla ilgili işlemlerden sorumludur. Eğer temsilci yetki sınırlarını aşmamışsa, sorumluluk yine şirket üzerindedir.
C. Sınırlı Yetkili Temsilcinin Kendi Kusuru Durumu
Sınırlı yetkili temsilcinin kusuru bulunuyorsa (örneğin, güvenlik önlemlerini almamışsa veya yetki sınırını aşarak riskli bir karar almışsa),
- Hukuki Sorumluluk: Şirket zararını karşılamakla yükümlü olabilir, ancak şirket daha sonra kusurlu sınırlı yetkili temsilciye rücu edebilir.
Cezai Sorumluluk: Eğer kazada bir ihmal veya bilinçli bir hareket varsa (örneğin güvenlik tedbirlerini ihmal etmek), sınırlı yetkili kişi cezai olarak sorumlu tutulabilir.
D. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Kapsamında Sorumluluk
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, işverenlere açık sorumluluklar yükler. Şirket sahibinin yokluğunda,
- Eğer bu sorumluluk kendisine verilmişse iş güvenliğiyle ilgili önlemleri almak, bu önlemleri denetlemek ve olası riskleri önlemek, yetkilendirilmiş kişi olan sınırlı yetkili temsilcinin de görevleri arasında olabilir.
- Ancak kanunda belirtilen asli yükümlülükler, genellikle işveren sıfatıyla şirket sahibine aittir.
- E.Bazı Örnek Durumlar
- A) İş Kazası
– Sınırlı yetkili kişi, kazanın meydana gelmesinde ihmal göstermişse, tazminat ve cezai sorumluluk doğabilir.
– Eğer sınırlı yetkili kişi, yetkisi dahilinde çalışmış ve kazanın önlenemez bir durumdan kaynaklandığı anlaşılmışsa, bu durumda sorumluluk şirket üzerindedir.
B) Müşteri veya Ziyaretçi ile İlgili Kaza
– Bir müşteri, sınırlı yetkili temsilcinin bulunduğu işletme şubesinde bir kaza geçirirse, yetkilinin ihmali olup olmadığı incelenir. İhmal varsa, sınırlı yetkili temsilci doğrudan sorumlu tutulabilir.
F. Rücu Hakkı
– Eğer şirket, kazanın sonucunda bir tazminat ödemek zorunda kalırsa, kusurlu sınırlı yetkili kişiye rücu hakkını kullanabilir. Yani, şirket zararı telafi ettikten sonra, kusuru olan kişiden bu zararın tazmin edilmesini talep edebilir.