AİLE KONUTU NİTELİĞİNDEKİ TAŞINMAZDA TAHLİYE TAAHHÜDÜ SORUNU

  • Aile Konutu Nedir?

Türk Medeni Kanunu’nda edinilmiş mallara katılma rejimi yasal mal rejimi olarak kabul edilmiş, ayrıca Türk hukukuna aile konutu kavramı getirilmiştir. Aile konutuyla kastedilen; eşlerin ve varsa çocukların birlikte yaşadıkları ve ailenin yaşam merkezi olarak kabul edilen konuttur. Türk aile yapısı içinde aile konutunun diğer ülkelerden çok daha önemli bir konuma sahip olduğu söylenilebilir. Aile konutu kural olarak tek konuttur ve evlilik birliğinin devamı süresince korunur.

Türk Medeni Kanunu, eşlerden birinin ölümü üzerine sağ kalan eşin o güne kadar devam eden yaşam tarzının muhafazasını mümkün kılmak amacıyla; 240, 254, 255, 270 ve 652. maddelerle bazı kurallar getirmiştir. Bu düzenlemeler gereği sağ kalan eş aile konutunun mülkiyetinin veya konut üzerinde intifa veya oturma hakkının miras payına veya tasfiye alacağına mahsuben kendisine özgülenmesini talep edebilmektedir. Böylece aile konutu koruması evlilik ötesine taşınmaktadır.

  • Tahliye Taahhütnamesi Nedir?

Tahliye taahhütnamesi kiracının kiralayana kiraladığı taşınmazı belli bir tarihte boşaltacağı yönünde verdiği yazılı beyandır. Bu beyan bizzat kiracı tarafından imzalanır. Kiracının yakınları ya da üçüncü bir kişi bu taahhüdü veremez. Taşınmaza ait boşaltma tarihi de tahliye taahhütnamesinde yer alır. Boşaltma tarihi spesifik olarak gün ay şeklinde ya da sadece ay olarak ifade edilebilir. Taahhüdün düzenlendiği tarih kira kontratı yapıldıktan sonra olmalıdır.

  • Aile Konutu Niteliğindeki Bir Taşınmazda Eşin İmzaladığı Tahliye Taahhüdü İmzası Bulunmayan Eşi Nasıl Etkiler?

Bu konuda farklı görüşler bulunmaktadır. Doktrinde bu konudaki görüşler aile konutı için yazılı tahliye taahhüdü sebebiyle aleyhine takip başlatılan kiracı, eşinin açık rızasının olmadığını ileri sürerek tahliyeyi bertaraf edebileceğini ve bu noktada açık rızanın varlığını ispat yükü kiraya verene düşeceği yönündedir.

Bununla beraber bu görüşlere ek olarak kira sözleşmesi ile kiralanan konut kiracı için aynı zamanda aile konutu teşkil ediyorsa, sözleşmeye taraf olmayan diğer eşin yazılı taahhüdüne mutlaka izin ya da onay vermesi gereklidir. Diğer eş kiraya verene bildirimde bulunmuş ve kira sözleşmesine taraf olmuşsa zaten yazılı tahliye taahhüdünün altında imzası bulunması gerekmektedir. Kısacası böyle bir durumda ev sahibine bildirimde bulunmayı ve ardından sözleşme tarafı olmayan eşin verdiği rızayı yazılı tahliye taahhüdünde imza altına almayı da ek şart olarak görmüşlerdir.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi ise yine aynı şekilde tahliye taahhüdüne ilişkin icra takibinde taraf olmayan eşin icra takibinden sonra kiralayana yaptığı bildirimin ve Aile Mahkemesi tarafından TMK m 169 hükmü gereği verilen tahsis kararının alacaklı açısından hukuken etki doğurmayacağı kanaatindedir.

Bu durumda genel bakış olarak uygulama içerisinde icra takibi açılmadan önce kiralayana bir bildirimde bulunulmadığı takdirde sözleşmeye taraf olmayan eşin yine aynı şekilde taraf olamayacağı tartışmasızdır.

Av. Stj. Sezer Sarı