Göçük Hukuk Bürosu

İmar Planında Yol Olarak Gösterilen Yerlerin Otopark Olarak Tahsis Edilerek Kiraya Verilmesi İşleminde Hukuka Uygunluk Bulunmadığından Otopark Ücreti Alınamaz.

otopark ücreti

İmar Planında Yol Olarak Gösterilen Yerlerin Otopark Olarak Tahsis Edilerek Kiraya Verilmesi İşleminde Hukuka Uygunluk Bulunmadığından Otopark Ücreti Alınamaz.

DANIŞTAY 8. Daire

Esas No: 2011/1214

Karar No: 2011/3344

Karar Tarihi: 24.06.2011

ÖZET:

Uyuşmazlık, davacı tarafından, B.İl merkezindeki bazı caddelerin ücretli otopark olarak tahsis edilerek kiraya verilmesine ilişkin Encümen kararlarının iptali isteminden doğmuştur.

Yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerinin tespiti ve işletilmesi konusunda belediyeye verilen yetkinin hukuka, kamu yararına ve hizmet gereklerine uygun kullanılıp kullanılmadığı, belediyece belirlenen cadde ve sokakların belirli kısımlarının otopark olarak işletilmesinin, yolların asıl kullanım amacını engelleyip engellemediği, ulaşımı güçleştirip güçleştirmediği, trafik güvenliği açısından sakıncasının bulunup bulunmadığı, planlama ve şehircilik ilkeleri açısından yapılan uygulama ile yolların kullanım fonksiyonunun ne şekilde değiştiği ve bu değişikliğin yolun imar planlarında öngörülen fonksiyonuna uygun olarak kamuya hizmet vermesine imkan verip vermediği hususlarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılması gerekirken, belediye sınırları içinde trafik düzenlemesi ile ilgili olarak Belediyelerin takdir yetkisinin bulunduğu gerekçesiyle verilen, İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.

İSTEMİN ÖZETİ:

Davacı tarafından, Burdur ilindeki bazı caddelerin ücretli otopark olarak tahsis edilip kiraya yerilmesine ilişkin 8.4.2010 gün ve 2010/189, 15.4.2010 gün ye 2010/199-200-201-202 sayılı Burdur Belediyesi Encümen kararlarının iptali istemiyle açılan davada; 5393 sayılı Belediye Kanununun 15 (p) maddesine göre karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerleri tespit etmek, işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek hususunda belediyeler yetkili olduğundan tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddeden Isparta İdare Mahkemesinin 24.12.2010 gün ve E:2010/705, K:2010/954 sayılı kararının; hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.

SAVUNMANIN ÖZETİ:

İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

İdare Mahkemesince, 5393 sayılı Belediye Kanununun 15/p maddesi uyarınca, karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerleri tesbit etmek, işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek hususunda belediyeler yetkili olduğundan tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.  3194 sayılı İmar Yasasının ilgili hükümlerine göre, herhangi bir sahanın imar planında gösterildiği amacın dışında başka bir amaçla kullanılamayacağı, ihtiyaca binaen lüzumlu park yerlerinin de imar planında gösterilmesi gerekeceği anlaşıldığından, dava konusu olayda, imar planında yol olarak geçen bazı yerlerin imar planındaki amacının dışında, otopark olarak tahsis edilerek kiraya verilmesi işleminde hukuka uyarlık bulunmadığından, kararda yazılı gerekçe ile davayı reddeden idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenle mahkeme kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek işin gereği görüşüldü:

Uyuşmazlık, davacı tarafından, Burdur İl merkezindeki bazı caddelerin ücretli otopark olarak tahsis edilerek kiraya verilmesine ilişkin Encümen kararlarının iptali isteminden doğmuştur.

5393 sayılı Yasanın 15/p maddesinde; Kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek, kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek belediyelerin yetkileri ve imtiyazları arasında sayılmıştır.

İdarelere belli bir kararı alıp almamak veya kanunda öngörülen değişik çözümler arasında bir seçim yapmak konusunda tanınan serbestiye takdir yetkisi denir. Bu yetki, keyfi bir hareket yetkisi olmayıp, ancak mevzuatın belirlediği alan içerisinde hukuka uygun bir şekilde kullanılabilir. Takdir yetkisine dayalı işlemlerin hukukun belirlediği sınırlar ile kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun şekilde objektif, makul ve geçerli neden ve gerekçelere dayalı olarak tesis edilmesi gerektiği idare hukukunun en temel ilkesidir.

Bu bağlamda, karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek konusunda belediyelerin yetkili olduğu açık ise de, bu yetkinin takdir yetkisi ile ilgili olarak yukarıda belirlenen hukuki çerçeve içinde kullanılması gerekmektedir.

Bu durumda, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerinin tespiti ve işletilmesi konusunda belediyeye verilen yetkinin hukuka, kamu yararına ve hizmet gereklerine uygun kullanılıp kullanılmadığı, belediyece belirlenen cadde ve sokakların belirli kısımlarının otopark olarak işletilmesinin, yolların asıl kullanım amacını engelleyip engellemediği, ulaşımı güçleştirip güçleştirmediği, trafik güvenliği açısından sakıncasının bulunup bulunmadığı, planlama ve şehircilik ilkeleri açısından yapılan uygulama ile yolların kullanım fonksiyonunun ne şekilde değiştiği ve bu değişikliğin yolun imar planlarında öngörülen fonksiyonuna uygun olarak kamuya hizmet vermesine imkan verip vermediği hususlarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılması gerekirken, belediye sınırları içinde trafik düzenlemesi ile ilgili olarak Belediyelerin takdir yetkisinin bulunduğu gerekçesiyle verilen, İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, Isparta İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine 24.06.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.

NOT: KONUNUN ÖNEMİ GEREĞİ YEREL MAHKEME İLAMINI AŞAĞIDA YAYIMLIYORUZ.

Isparta İdare Mahkemesi

Esas No: 2011/1086

Karar No: 2012/600

Davanın Özeti:

Davalı belediye tarafından Burdur İlindeki bazı caddelerin ücretli otopark tahsis edilerek kiraya verilmesine ilişkin alınan 14/04/2010 tarih ve 2010/189 sayılı 15/04/2010 tarih ve 2010/199-200-201-202 sayılı encümen kararlarının; usul ve yasaya aykırı olduğu, binalardan otopark yapımında kullanılması gereken otopark bedelleri alınmasına rağmen, umuma açık ve ücretsiz olması gereken yerlerin ücretli otoparka dönüştürülmemesi gerektiği, bu hususta yapılan özel bir düzenleme ya da bir plan tadilatı da bulunmadığı belirtilerek iptali istenilmektedir.

Savunmanın Özeti:

Ücretli otopark uygulamasının ülkenin bir çok yerinde itiraz konusu olmaksızın sürekli bir uygulama halini aldığı, uygulamanın trafik sıkışıklığı ve otopark sorununun çözümüne yönelik olduğu, işlem tarifli dikkate alındığında davanın süresinde olmadığı, Burdur İl Trafik Komisyonu’nun 08/03/2006 tarihli toplantısında bir takım yollarda tek yön uygulamasına geçildiği, alınan bu karar neticesinde trafik akışının hızlandırılması amacıyla ücretli otopark uygulamasına geçildiği, bu uygulama için imar planı tadilatının gerekli olmadığı, yapılan uygulamanın belediyenin yetkisi dahilinde olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Karar veren Isparta idare Mahkemesi’nce dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:

Dava, davalı belediye tarafından Burdur İlindeki bazı caddelerin ücretli otopark Tahsis edilerek kiraya verilmesine ilişkin alınan 14/04/2010 tarih ve 2010/189 sayılı 15/04/2010 tarih ve 2010/199-200-201- 202 sayılı encümen kararlarının iptali istemiyle açılmıştır.

5393 sayılı Belediye Kanununun 15/1.maddesinin (p) bendinde “Kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret tarifelerini, zaman ve güzergahlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek” belediyelere yetki ve imtiyaz olarak verilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; Burdur Belediye Encümeni’nin 14.04.2010 tarih ve 2010/189 ve 15.04.2010 tarih ve 2010/199-200-201-202 sayılı kararları ile Burdur Merkezde bulunan Adliye, Fevzipaşa, Kışla, Şehit Özpolat, İstasyon, Cumhuriyet, Atatürk ve Gazi Caddelerinin otopark olarak kullanılmak üzere kiralanması üzerine anılan encümen kararlarının iptali istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İdarelerce belli bir kararı alıp almamak veya kanunda öngörülen değişik çözümler arasında bir seçim yapmak konusunda tanınan serbestiye takdir yetkisi denir. Bu yetki, keyfi bir hareket yetkisi olmayıp, ancak mevzuatın belirlediği alan içerisinde hukuka uygun bir şekilde kullanılabilir. Takdir yetkisine dayalı işlemlerin hukukun belirlediği sınırlar ile kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun şekilde objektif, makul ve geçerli neden ve gerekçelere dayalı olarak tesis edilmesi gerektiği idare hukukunun en temel ilkesidir.

Bu bağlamda, karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek konusunda belediyelerin yetkili olduğu açık ise de, bu yetkinin takdir yetkisi ile ilgili olarak yukarıda belirlenen hukuki çerçeve içinde kullanılması gerekmektedir.

Olayda, Mahkememizin 21.10.2011 tarihli ara kararı, araç park yerlerinin tespiti hususunda davalı idareye verilen takdir yetkisinin usulüne uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı, belediyece belirlenen yolların asıl kullanım amacının engellenip engellenmediği, trafik güvenliği açısından sakınca olup olmadığı, planlama ve şehircilik ilkeleri açısından yapılan uygulama ile yolların kullanım fonksiyonunun ne şekilde değiştiği ve bu değişikliğin yolun imar planlarında öngörülen fonksiyonuna uygun olarak kamuya hizmet vermesine imkan verip vermediği hususlarının tespiti amacıyla mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, yapılan inceleme sonucu bilirkişi raporu hazırlanmıştır.

Hazırlanan bilirkişi raporundan özetle; İmar planlarının ulaşım sistemlerinin ve problemlerinin çözüldüğü, yolların ulaşım planlaması esaslarına göre düzenlendiği, teknik altyapı niteliğinde olan otoparkların yerlerinin belirlendiği belgeler olduğu, imar planlarının tanziminde belde ihtiyaçlarına göre otopark yerlerinin ayrılması, otopark ihtiyacının karşılanması amacıyla bölge ve genel otopark yerlerinin belirlenmesinin şehircilik ilkeleri açısından önemli olduğu, diğer taraftan karayolu, yol, cadde ve sokakların asıl amacı dışında otopark olarak kullanılabilmesi ancak bu durumun trafik güvenliği ve şehir planlama esasları bakmandan uygun olup olmadığı hususunda gerekli bilimsel çalışmalar yapıldıktan sonra yapılacak bir imar planı tadilatı ile mümkün olduğu anlaşılmıştır.  Bu noktada özellikle konuya ilişkin il trafik komisyonundan görüş alınmasının da diğer önemli bir husus olduğu belirtilmiştir.

Sözü edilen hususlar bir arada bulunmadan ve özellikle yol en kesitleri hesap edilmeden, imar planında yol olarak görünen bazı caddelerin imar planındaki amacının dışında otopark olarak tahsis edilmesinin şehircilik ilkeleri ve planlama esasları açısından uygun bir işlem olarak değerlendirilemeyeceği, dava konusu belediyece belirlenen cadde ve sokakların belirli kısımlarının otopark olarak kullanıma açılması gerektiği belirtilmiştir. Bu durum gerek dosyada yer alan imar planlarının incelenmesinden, gerekse yerinde yapılan incelemelerden; özellikle çift yönlü otopark uygulaması yapılan yollarda yolların en kesitlerinin yeterli olmaması ve trafik yoğunluğunun fazla olması nedeniyle ulaşımı güçleştirdiği, trafik güvenliği açısından sakınca doğurduğunun tespit edildiği, aynı zamanda bu uygulamanın yolun asıl kullanım amacını engellemekte olduğu, planlama ve şehircilik ilkeleri açısından yapılan uygulama ile yolların kullanım fonksiyonunun değiştiği ve bu değişikliğin yolun imar planlarında öngörülen fonksiyonuna uygun olarak kamuya hizmet vermesine imkan vermediğinin düşünülmüştür.

Bunun yanında Burdur kent merkezinin çok yoğun olan, yılardır süregelen ve üst ölçekte ele alınması gereken ulaşım ve otopark sorunlarına bu ve benzeri parçacı yaklaşımların çözüm getiremeyeceğinin açık olduğu belirtilmiştir. Ulaşım Planlaması açısından daha ayrıntılı olarak irdelendiğinde; mevcut uygulamada trafik akımına göre yolun sol tarafının otopark olarak kullanımı ile ilgili olarak trafiğin sağdan ilerlemesi ve özellikle toplu taşıma araçlarının duraklarına yanaşma, yolcu indirme-bindirme amaçlı duraklamalarının daha güvenli olacağı gerekçesi sunulmuştur.

Öncelikle toplu taşıma araçlarının durakları ile ilgili olarak Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde çözüm sunulmakla olduğu, buna göre toplu taşıma araçlarının durakları ile ilgili yönetmelikte belirtilen park etme mesafeleri uygulanarak sorunun çözülmesi gerektiği, mevcut uygulamada, yolun sol tarafının otopark olarak kullanılmasının trafik akımı yönünden daha güvenli olduğunun belirtildiği, ancak, bu gerekçenin trafik akımının sağ taraftan olduğu ulusal-uluslararası trafik uygulama, yönetmelik ve kabulleri ile çeliştiği, şehre gelecek yerli yabancı turist ve ziyaretçilerin uygulamayı bilmemelerinden kaynaklanacak trafik güvenliği – kaza riskinin küçümsenmeyecek kadar büyük bir potansiyele sahip olduğu, ayrıca yolun sol tarafına park etmiş araçların trafiğe katılımı sürücü koltuğunun sağ trafik akımına uygun şekilde solda olması ve dikiz aynalarının çok fazla faydalı olamamalarından trafiğe katılımın görsel eksiklikleri nedeni ile tehlike arz ettiği belirtilmiştir.

Bu nedenlerle tek yönlü trafik akımı dahi olsa yolun sol tarafının bu amaçla kullanımı trafik tekniği olarak uygun olmadığı ve trafik güvenliği açısından sakıncalı olduğu, saatlik-ücretli otopark hükmünde olan yol üzeri alanların kısa süreli (510 dakika) duraklamaya izin verilen kontrollü kesimler haline dönüştürülmesi durumunda ilgili bölgeye ulaşım, kısa süreli bekleme sirkülasyon kapasitesi (1 saat ücretli park etme durumuna göre 5 dakika bekleme izin süresi için) 12 kata kadar artış gösterebilmekte olduğu, söz konusu yol üzeri otopark alanı olarak kullanılan kesimlerdeki parkeden araçlar için yeterli kapasiteye ve özelliklere sahip yol dışı otoparklar olmadığı sürece, dava konusu yol üzeri otopark alanlarının uluslararası yönetmeliklere uygun olarak yolun sağında ve sirkülasyon kapasitesini artırmak için de kısa süreli ücretsiz duraklamaya izin verecek şekilde düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir.

Ayrıca, ücretli park etme durumunda, özellikle duraklayacak ve boşluk bulamayan parkedecek araçların yol üzerinde ikinci sıra olarak duraklamalarının söz konusu olduğu, bunun da yol kapasitesi ve trafik güvenliğini azalttığı, yoğun saatlerde söz konusu arterlerde trafiğin sıkışıklık yoğunluğuna ulaşması halinde ilgili yol kesiminde yol üzeri otoparkların tamamen kaldırılması yol işletim kapasitesi ve trafik güvenliği açısından zorunlu olduğu yazılmıştır.

Sonuç olarak imar planında yol olarak görünen bazı caddelerin imar planındaki amacının dışında ücretli otopark olarak tahsis edilmesinin şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve ulaşım planlaması açısından uygun olmadığı şeklinde görüş belirtilmiştir.

Taraflara tebliğ edilen bilirkişi raporuna davalı idarece itiraz edilmiş ise de bu itiraz yerinde görülmeyerek raporda belirtilen hususlar Mahkememizce de karara esas olabilecek nitelikte bulunmuştur.

Bu durumda, dava dosyasındaki bilgi ve belgeler, bilirkişi raporu ve keşif sırasında edinilen kanaatin yukarıda yer alan mevzuat hükümleri çerçevesinde birlikte değerlendirilmesinden, davalı idarece Burdur İlindeki bazı caddelerin ücretli otopark olarak tahsis edilmesinin yolların asıl amacına uygun olarak kullanılmasını olumsuz yönde etkileyeceği, şehircilik ilkeleri ve trafik güvenliği konularında sorunlar meydana getireceği sonucuna varılmış olup dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.

Hüküm:

Dava konusu işlemin İPTALİNE, aşağıda dökümü yapılan yargılama gideri ve temyiz yargılama gideri ile AAÜT uyarınca 600,00 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, posta avansından artan miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere, 16/05/2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

 

 

 

 

 

UYARI: Bu sitede yer alan bilgiler, makaleler, kararlar ve sair paylaşımlar Avukatlık Kanunu, TBB Reklam Yasağı Yönetmeliği ve TBB Meslek Kuralları ile ilgili mevzuat hükümleri dikkate alınarak ve meslek itibarını zedeleyecek her türlü tavır ve davranıştan özenle kaçınılarak hazırlanmaktadır. Site içeriğindeki paylaşımların herhangi birinde reklam, tanıtım, pazarlama, iş sağlama amacı güdülmemektedir. Bu sebeple, bu bilgilerin profesyonel danışmanlık hizmeti yerine geçtiği kabul edilmemelidir. Site içeriğinde bulunan her türlü paylaşım Göçük Hukuk Bürosu ekibinin bilgi ve emeğinin ürünü olup, FSEK kapsamında eser niteliğindedir ve izinsiz kullanımı yasaktır.

İlgili Yazılar