İŞ HUKUKUNDA İBRANAME VE GEÇERLİLİK ŞARTLARI

 

İbra genel anlamıyla alacaklı ile borçlunun bir sözleşme ile alacaklının alacağından vazgeçmesi ve borçlunun borcundan kurtulmasını ifade eder. ibranameler iş ilişkilerinde, iş akdi feshedilen işçi ile işvereni arasında düzenlenmekte ama çoğunlukla geçerlilik koşullarını taşımamaktadır.

Usulüne uygun olarak düzenlenen bir ibraname ile işveren, işçilik alacağı davalarına maruz kalmadan işçinin hak ve alacaklarını ödeyip iş sözleşmesini feshedebilmektedir. İşçilik alacağı davası hem işçi için hem işveren için ciddi bir zaman ve kaynak kaybına sebep olacağından ibraname her iki tarafın lehine olan bir sözleşme niteliğindedir.

Ancak ibra sözleşmeleri belli geçerlilik şartlarına tabi olduğundan titizlikle düzenlenmesi büyük önem arz etmektedir. Bu geçerlilik şartlarına aykırı olarak düzenlenen ibraname geçersiz olacağından işvereni zor durumda bırakacaktır.

İbranamenin Geçerlilik Şartları

A) İbranamenin Düzenlenme Zamanına İlişkin Koşullar

Türk Borçlar Kanunu’nun 420/2. Maddesine göre, İbra tarihi itibariyle sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması gerekir. Bu hüküm ile iş ilişkisi devam ederken işverene bağımlı olan işçinin baskı altında hissederek ibra sözleşmesini imzalamasının önüne geçilmek amaçlanmıştır. Dolayısıyla ibraname iş sözleşmesi devam ederken imzalanamayacağı gibi iş akdi feshedildikten sonra da 1 ay boyunca imzalanamaz. Bu süre koşuluna uyulmadan düzenlenen ibraname geçersiz olacaktır.

Buna paralel olarak ibranamenin tarihsiz olarak düzenlenmesinin veya yasal süresinde düzenlenmediğinin anlaşılması durumunda ibraname yine geçersiz sayılmaktadır.

B) İbranamenin Şekil ve İçeriğine İlişkin Koşullar

Türk Borçlar Kanunu’nun yine aynı maddesine göre, İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin öncelikle yazılı olması şarttır. Yazılı olarak düzenlenmeyen ibraname hukuken bir karşılığı bulunmamaktadır.

Ayrıca, ibra edilen alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla ibranamede kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin alacağı gibi işçi alacaklarının teker teker belirtilmesi ve hepsinin miktarının yine açıkça gösterilerek ibra edilmesi gerekmektedir. Muğlak şekilde belirlenen alacak kalemleri ve miktarları yeterli değildir.

İbranamenin içeriğinde yer verilmeyen işçilik alacakları bakımından işverenin borcu sona ermiş sayılmamakla birlikte bu husus ibranameyi tamamen geçersiz kılmaz. Ancak bu durumda işçi yer verilmeyen bu alacaklar bakımından dava açabilir.

C) Ödemenin Banka Aracılığıyla ve Eksiksiz Olarak Yapılması

Borçlar kanunun aynı hükmüne göre ödemenin hak tutarına nazaran noksansız olarak banka aracılığıyla yapılması şarttır. Aksi halde ibra sözleşmesi yine geçersiz sayılacaktır.

Ancak, bu borç banka yoluyla ödenmediği durumda da alacağın tamamının ödendiği başka türlü bir yazılı delille ispatlanırsa her ne kadar ibra geçersiz sayılacaksa da borcun ifa yoluyla sona erdiği kabul edilecektir.

Ayrıca Borçlar Kanunu’nun 420/3. Maddesine göre, alacağının tamamı değil bir kısmının ödendiği takdirde ibraname, kısmi ödemenin makbuzu olarak kabul edilecektir.

Örneğin 18.000-TL olması gereken kıdem tazminatı hususunda taraflar 15.000-TL’ye anlaşıp ödeme bu miktar üzerinden yapılırsa bu sözleşme ibraname değil makbuz niteliğinde olacak ve işçi kalan 3.000-TL alacağı için talepte bulunabilecektir.

 

Stj. Av. Abdullah Haşim ALAN

25.11.2021