Meslek Hastalığı Nedir?
Meslek hastalığı sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir.
Bir olayın meslek hastalığı sayılabilmesi için ; sigortalının çalıştığı işten dolayı meslek hastalığına tutulduğunun, kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları tarafından usulüne uygun olarak düzenlenen sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu Kurum Sağlık Kurulu tarafından tespit edilmesi zorunludur.
Meslek Hastalığı Bildirimi
Hizmet akdine tabi çalışan sigortalıların meslek hastalığı hallerinin bildirimi işverenleri tarafından yapılmalıdır. İşverenlerin meslek hastalığını; Sosyal güvenlik kurumuna, durumun öğrenildiği günden başlayarak üç iş günü içerisinde bildirmeleri gerekmektedir.
İş kazası neticesinde işçi iş gücünü geçici olarak kaybetmişse geçici iş göremezlik söz konusu olur. Geçici iş göremezlik 5510 sayılı sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanunu’nun 18. Maddesinde düzenlenmektedir.
Sosyal güvenlik kurumu tarafından yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istihirat raporu alınmış olması şartıyla iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için 5510 sayılı sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanunu’nun 18. Maddesine göre; iş kazası, meslek hastalığı halinde verilecek iş göremezlik ödeneği, yatarak tedavilerde hesaplanacak günlük kazancın yarısı, ayaktan tedavilerde ise 2/3 üdür.
Geçici iş göremezlik devresinde sigortalının çalışamadığı dönemde yoksun kaldığı gelir de iş kazası sonucu oluşan maddi zarar kapsamındadır. Raporlu olunan dönemde çalışamayan sigortalının bu dönemde yoksun kaldığı ücreti kadar bir zararının oluşacağı ve bu zararımda maddi zarar içerisinde kabul edilmesi gerektiği açıktır.
Sigortalının olay nedeniyle tedavisinin devam ettiği ve çalışamadığı sürelerde %100 iş gücü kaybına uğradığı kabul edilerek bilirkişi aracılığıyla maddi zarar tespit edilip Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenmesi gereken geçici iş göremezlik ödeneğinin rücu edilebilen kısmı düşüldükten sonra elde edilecek sonuca göre bu dönemdeki maddi zarar belirlenmektedir.
Daha sonra işverenin kusuru belirlenerek kusuru oranında yapılması gereken ödemeler hesaplanır. Bu ödemelerden, SGK tarafından yapılan ödemeler çıkartılarak işverenin ödemesi gereken tazminat hesaplanır.
Tedavi giderleri
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. Maddesinde açıkça tedavi giderlerinin de bedensel zararlar kapsamında olduğu düzenlenmiştir. Uygulamada tedavi giderleri büyük ölçüde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmaktadır. Bu nedenle tedavi giderleri genellikle işveren tarafından tazmin edilmemektedir.
Tazminat à Maddi Tazminat ve Manevi Tazminat
Kişinin mal varlığında meydana gelen zarar maddi zarar, kişinin şahıs varlığında meydana gelen zarar manevi zarardır.
İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu
MADDE 21-
İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.
Kastı ya da sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı hareketi ile iş kazası veya meslek hastalığına neden olan işveren, sigortalı veya hak sahibine karşı tazminat ödeme yükümlülüğü altında bulunmaktadır. Madde metninden anlaşılacağı üzere bu durumda sigortalı ya da hak sahiplerine sosyal sigorta yardımlarında bulunan Kurumun yaptığı yardımları, işverenden rücuen isteme hakkı vardır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 55. Maddesiyle kurum tarafından rücu edilebilen sosyal güvenlik ödemelerinin destekten yoksun kalma ve bedensel zararlardan veya tazminattan indirilebileceği öngörülmüştür. Bu durumda borçlu işveren kurumun yaptığı anılan tazminata ilişkin ödemeler kadar borç yönünden, asıl alacaklı hak sahibi ya da sigortalıya karşı sorumluluktan kurtulmaktadır. Oysa işverenin aynı tutar için kuruma karşı sorumluluğu, 5520 sayılı Yasanın 21. Maddesinin birinci fıkrası kapsamında devam etmektedir.
Sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazminat davası açılması halinde, kesinleşen tazminat davasında alınan ve 5510 sayılı Kanun’un 21. Maddesine uygun şekilde saptanan kusur ile belirlenen gerçek zarar miktarının eldeki rücuen tazminat davasında da Kurum yönünden bağlayıcı olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla sigortalı ya da hak sahipleri tarafından herhangi bir tazminat davası açılmamış ise, mahkemece gerçek zarar tutarının usulünce belirlenmesi gerekir.
Öte yandan gerçek zarar hesabı, tazminat hukukuna ilişkin genel ilkeler doğrultusunda yapılmalıdır sigortalı sürekli iş göremezlik durumuna girmişse bedensel zarar hesabı, ölüm halinde ise destekten yoksun kalma tazminatı hesabı dikkate alınmalıdır.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin tazminat davalarında öncelik haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya veya hak sahiplerine bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi Yargıtay’ın yerleşik görüşlerindendir.
Davanın yasal dayanağını TBK madde 55 oluşturmaktadır à Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
- 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu madde 21 fıkra 1 à iş kazası ve meslek hastalığı işverenin kastı ve sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan geliri başladığı tarihte ilk peşin sermaye değeri toplamının sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği, işverenin sorumluluğunun belirlenmesinde kaçınılmazlık ilkesinin dikkate alınacağı belirtilmiştir.
65 yaşından büyük sigortalılar için rücu davası açılamadığı SGK tarafından yayımlanan Genelge yayımlanmıştır. ( SGK 22.07.2011 Tarihli 2011/58 Sayılı Genelgesi)
İş kazası ve meslek hastalığı sigorta kolunun getiriliş amaç ve nedeni, sigortalıların belirtilen türde bir zararla karşılaşmamaları halinde onları doğrudan koruma altına alma ve kendilerine yardım yapacak kuruluşu belirlemektir. Şu halde, iş kazası nedeniyle sigortalının başvuracağı ilk merci kendisini bu yönde güvenceye alan Kurum ve onun sağlık kuruluşudur. İşveren ancak kurum tarafından karşılanmamış ve SUT ‘u aşan zorunlu tedavi giderlerinden sorumlu tutulabilir.
Yapılacak iş, yukarıda belirtilen makbuzların hangi kalemlere dair olduğunun araştırılması, her bir kalem içeriğinin ve bedelinin ayrıntılı dökümünün ilgili hastaneden getirilerek, davacıya uygulanan tedavilerin SUT kapsamında zorunlu tedavi giderlerinden olup olmadığı ve söz konusu tedavilerin SUT’u aşan miktarının bulunup bulunmadığı hususunda alanında uzman bir bilirkişiden rapor almak ve bulunduğunun anlaşılması halinde belirlenecek bu miktar bakımından davalı kusuru oranında tedavi gideri talebinin kabulüne, bulunmadığının anlaşılması halinde tedavi gideri talebinin reddine karar vermekten ibarettir.
Sigotalıya iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle geçici iş göremez durumda bulunduğu sürece, Kurum tarafından 5510 sayılı yasanın 12. Maddesi uyarınca geçici iş göremezlik ödeneği ödenir. Bu ödenek iş kazalarında olay, meslek hastalığında da tedavinin başladığı tarihten itibaren iş göremez durumda kaldığı sürece ödenir. Geçici iş göremezlik devresinde sigortalının çalışamadığı dönemde yoksun kaldığı gelirde iş kazası sonucu oluşan maddi zarar kapsamındadır.
Raporlu olunan dönemde çalışamayan sigortalının bu dönemde yoksun kaldığı ücreti kadar bir zararının oluşacağı ve bu zararın da maddi zarar içerisinde kabul edilmesi gerektiği açıktır. Sigortalının zararlandırıcı olay nedeniyle tedavisinin devam ettiği ve çalışamadığı sürelerdeki maddi zararı bu dönemde %100 iş gücü kaybına uğradığı kabulüne göre yapılmalıdır. Bilirkişi aracılığı ile maddi zarar tespit edilip SGK’ca sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği var ise bunun rücuya tabi kısmının hesaplanan maddi zarardan düşülmesi ile elde edilecek sonuç kazalının geçici iş göremezlik dönemi de denilen istiharatli dönemdeki karşılanmamış zararını ortaya koyacaktır.
Av. Melek Ece ATALAY