Göçük Hukuk Bürosu

Kiracı Aleyhine Açılacak Tazminat Davalarında Sulh Hukuk Mahkemesi Görevlidir.

kiracı

Kiracı Aleyhine Açılacak Tazminat Davalarında Sulh Hukuk Mahkemesi Görevlidir.

 

 

YARGITAY 3. Hukuk Dairesi

Esas No: 2017/5185

Karar No: 2018/1050

Karar Tarihi: 14.02.2018

Özet:

Uyuşmazlık kira sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

Taraflar arasındaki alacak ve tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacı; mülkiyeti kendisine ait olan dava konusu işyerini 01.01.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile davalı şirkete kiraladığını, sözleşme devam ederken davalı tarafından taşınmazın tahliye edileceğini öğrendiğini ancak halen kendisine anahtar teslimi yapılmadığı gibi kira bedellerinin de ödenmediğini belirterek erken tahliye nedeniyle kira alacaklarının ve hor kullanım nedeniyle oluşmuş maddi ve manevi zararların tespit edilerek dava tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı; kira borcu olmadığını ve taşınmaza herhangi bir zarar verilmediğini belirterek davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece; davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 6.H.D.nin 16/06/2015 tarih ve 2014/7723-2015/5992 E/K sayılı ilamı ile, “Mahkemece, kısa kararda davanın kısmen kabulüne, 12.600 TL kira alacağı ile 1.992,48 TL Maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği halde gerekçeli hükümde 3.600 TL kira alacağı ile 1.992,48 TL Maddi tazminatın tahsiline karar verilmiştir.

Bu durumda kısa karar ile gerekçeli karar çelişkili bulunmaktadır. 10.4.1992 gün, 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedeni oluşturur. Bu durumda mahkemece yapılacak iş önceki kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile yeni bir karar vermekten ibarettir.” gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile dava konusu 3.600,00-TL kira alacağı ile 1.992,48-TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, manevi tazminat yönünden mahkemenin görevsizliğine hüküm kesinleştiğinde dosyanın yetkili ve görevli Giresun Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, gönderilmesine, karar verilmiş; söz konusu karar davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1- Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.01.2010 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin özel şartlar başlıklı 12. Maddesinde; ‘sözleşme süresinin sona ermesinden 1 ay öncesine kadar taraflar yazılı olarak ihtarda bulunmadıkları takdirde sözleşmenin yenilenmiş olacağı’ kararlaştırılmıştır. Davacı, sözleşmenin yenilenmiş olmasına rağmen davalı tarafça herhangi bir bildirim yapılmadan taşınmazın 09.07.2012 tarihinde tahliye edilerek anahtarların teslim edildiğini belirtilerek alacak ve tazminat talebinde bulunmuş, davalı ise tarihsiz, ‘İbraname ve Kiralanan Taşınmazın Teslimi’ başlıklı, tarafların imzası bulunan sözleşme sunarak davacı ile sulh olduklarını bildirmiştir.

Her ne kadar davacı, davalı tarafından sunulan bu belgeye muvafakati olmadığını bildirerek imza inkarında bulunmuş ise de, HMK’nun 311. maddesine göre davadan feragat davaya son veren taraf işlemlerinden olup, Mahkemece feragat niteliğindeki bu belge üzerinde durularak, gerekirse imza incelemesi yaptırılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

2- 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir.

Somut olayda, uyuşmazlık kira ilişkisi nedeniyle kiraya veren tarafından kiracı aleyhine açılan alacak ve maddi-manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi bulunmaktadır.

Her ne kadar Mahkemece; davacının manevi tazminat talebi yönünden Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş ise de; dava, 02.12.2015 tarihinde 6100 Sayılı HMK’nun yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına ve kira ilişkisinden kaynaklandığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Bu nedenle mahkemece davacının manevi tazminat talebi yönünden de işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde manevi tazminat talebi yönünden görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3- Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

Sonuç:

Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.

 

 

UYARI: Bu sitede yer alan bilgiler, makaleler, kararlar ve sair paylaşımlar Avukatlık Kanunu, TBB Reklam Yasağı Yönetmeliği ve TBB Meslek Kuralları ile ilgili mevzuat hükümleri dikkate alınarak ve meslek itibarını zedeleyecek her türlü tavır ve davranıştan özenle kaçınılarak hazırlanmaktadır. Site içeriğindeki paylaşımların herhangi birinde reklam, tanıtım, pazarlama, iş sağlama amacı güdülmemektedir. Bu sebeple, bu bilgilerin profesyonel danışmanlık hizmeti yerine geçtiği kabul edilmemelidir. Site içeriğinde bulunan her türlü paylaşım Göçük Hukuk Bürosu ekibinin bilgi ve emeğinin ürünü olup, FSEK kapsamında eser niteliğindedir ve izinsiz kullanımı yasaktır.

İlgili Yazılar