VASİYETNAMELER VE İPTAL SEBEPLERİ

Hukuk sistemimizde kişinin sahip olduğu mal varlığı ve bu mal varlığının kişinin vefatından sonra ne şekilde intikal edeceği ayrıntılı olarak düzenlemiş ve bazı sınırlamalara tabii tutulmuştur.

Hukukumuzda miras bırakan olarak tanımlanan ve vefatı ile mirasını ardında kalan kişinin mal varlığı üzerinde tasarruf etmek istemesi en doğal hakkıdır. Türk Medeni kanunu mirasçılara tanınan haklar ve yasal sınırlar dahilinde miras bırakanın mirası üzerinde tasarruf edebilmesi adına bazı düzenlemelere gitmiştir. Bu düzenlemelerin en başında miras bırakanın sağlığında, ölümünden sonra etkili olmak üzere vasiyetname düzenlemesi gelmektedir.

Vasiyetnameler Türk Medeni Kanunu’nun 531 ve devamı maddelerinde açıklanmıştır.

Vasiyetname, miras bırakana sağlığında mirası üzerinde tasarrufta bulunma imkanı sağlamaktadır. Miras bırakanın son arzularını içerir vasiyetnamelerin ölümden sonra iptal edilmemesi ve murisin son arzularının gerçekleşebilmesi adına bazı şartlar ve dikkat edilmesi gereken hususlar bulunmaktadır.

TMK uyarınca üç çeşit vasiyetname bulunmaktadır.

Resmi Vasiyetname

Resmi vasiyetname iki tanığın katılımı ile resmi memur önünde düzenlenen vasiyetnamedir. Resmi memur Sulh Hukuk Mahkemesi hakimi, noter veyahut kendisine yetki verilmiş bir diğer görevlidir.

Resmi vasiyetnamenin iptal edilmemesi için dikkat edilmesi gereken hususlar öncelikle miras bırakanın tasarruf ehliyeti ve fiil ehliyetine sahip olup olmadığıdır.

Vasiyetnamelerin iptali için açılan davaların birçoğunda miras bırakanın vasiyetnamenin yapıldığı gün fiil ehliyetini haiz olmadığı iddiası gündeme gelmektedir. Bu nedenle miras bırakanın vasiyetnamenin yapılacağı gün tam teşekküllü bir hastaneden rapor alması gerekecektir. İş bu rapor ehliyetsizlik nedeni ile vasiyetnamenin iptal edilmesinin önüne geçecektir.

Diğer bir husus ise vasiyetnamenin murisin arzularını içerir olmasıdır. Miras bırakan son arzularını yetkili memura anlatır ve yetkili memur bu beyanları kayda geçer. Daha sonra vasiyetnameyi okuması için miras bırakana verir ve miras bırakan ve yetkili memur vasiyetnameyi okuyup imzalar.

Daha sonra miras bırakan vasiyetnameyi okuduğunu, vasiyetnamenin son arzularını içerir doğru bir vasiyetname olduğunu tanıklar önünde beyan eder. Bu beyan sonrası tanıklar miras bırakanın vasiyetname yapmaya ehil olduğunu gördüklerini beyan eder ve bu husus imza altına alırlar. En son olarak da yetkili memur vasiyetnamenin son kısmını imzalar ve kayıt altına alır.

Miras bırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz ise yetkili memur vasiyetnameyi iki tanık önünde miras bırakana okur ve onayını aldıktan sonra tanıklarda vasiyetnamenin önlerinde miras bırakana okunduğunu ve miras bırakanı ehil gördüklerini belirtir ve imza atarlar.

Burada dikkat edilmesi gereken kısım öncelikle tanıkların TMK 536. Madde kapsamında yasaklı kişiler olmamalarıdır. Yoksa yasa hükmünü ihlal nedeni ile vasiyetnamenin iptali söz konusu olacaktır.

Resmi vasiyetname için bir diğer husus ise vasiyetname içeriğinin ahlaka ve kanuna aykırı olmamasıdır. Bu şekilde içeriği olan vasiyetnamelerin de iptali gerekecektir. Örnek olarak miras bırakanın nikahsız dost hayatı yaşadığı kişiye vasiyetname ile mal bırakması ahlaka aykırılık olarak nitelendirilebilecektir.

El Yazılı Vasiyetname

Bu vasiyetnamede vasiyet içeriği ile birlikte gün, ay, yıl belirtir şekilde tamamı miras bırakanın el yazısı ile yazılmalı ve yine miras bırakan tarafından imzalanmalıdır.

Tarih belirtir kısım için yüksek mahkeme açıkça tarih anlaşılabilecek ifadelerin vasiyetname içeriğinde olmasını kabul etmektedir. Örnek olarak evliliğimin 24. Yıl dönümü olan bugünde – kızım 36. Doğum gününde gibi.

El yazılı vasiyet name için tercih aynı kalemle veyahut yazı aracıyla başlanılıp bitirilmesidir. Genel anlamı ile duvara kan ile yazılmış vasiyetname bile tarih ve son arzuları içeriyorsa el yazılı vasiyetname hükmünde kabul edilmesi gerekirken yüksek mahkeme kalem ve kağıda ulaşım imkanı varken bu şekilde yazılan vasiyetlerin iptal edilebileceği yönünde görüş bildirmektedir.

El yazılı vasiyette en sık yapılan hata ise miras bırakanın bunu bit tören gibi algılayıp günlük yazı karakterinden çıkması ve süslü bir şekilde yazmaya çalışmasıdır. Burada yüksek mahkeme çoğunlukla miras bırakanın diğer yazı örnekleri ile uyumlu olmayan bu el yazılı vasiyetin iptali yoluna gitmektedir. Bu nedene miras bırakanın vasiyetnamesini günlük yazı karakteri ve şekli nasılsa o şekilde yazması önem arz etmektedir.

El yazılı vasiyet içeriğinin baştan sona miras bırakan tarafından yazılması gerekmektedir. Yazı içeriğinin 3. Bir kişi tarafından yazılıp imzanın miras bırakan tarafından atıldığı vasiyetnameler yüksek mahkemece geçerli bir el yazılı vasiyetname olarak kabul edilmemektedir.

Resmi vasiyetnamedeki tasarruf ehliyetinin olmaması, korkutma, hata ve hile altında yazılması, ahlaka ve kanuna aykırılık şekil şartına aykırılık el yazılı vasiyetname için de geçerlidir. El yazılı vasiyetnamenin illa ki bir memur önünde yapılması gerekemese de saklanabilmesi adına yazıldıktan sonra açık ya da kapalı olarak notere, sulh hukuk mahkemesi hakimine veyahut yetkili memur verilebilir.

Sözlü Vasiyetname

Bu vasiyetname şekli olağan dışı durumlar için kanunda düzenlenmiş olup geçerliliği de süreye bağlanmıştır.

Sözlü vasiyetnamenin geçerli olması için yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık veyahut savaş gibi olağan üstü durumların varlığı şart koşulmuştur.

Son arzuları içerir sözlü vasiyetnamenin iki tanığa bildirilmesi gerekmektedir. Tanıkların okur yazar olmaları dışında resmi vasiyetnamede tanıklıktan yasaklılık şartları burada da geçerlidir.

Tanıklar son arzuları derhal bir gün ay yıl belirtir şekilde bir kağıda kaydetmeli ve en yakın sulh ya da asliye hakimine sunmalı veya son arzuları sulh ya da asliye hakimine başvurarak burada kayıt altına almalıdırlar. Son arzular tanıklarca kayıt altına alınacaksa son arzuları yukarıdaki şekilde bir tanık kayda alır sonra da ikisi birden imzalarlar.

Askerlik hizmetinde bulunanların teğmen veyahut üst rütbeli subayları, ülke dışına seyahat eden ulaşım araçlarının yetkilileri ile sağlık kurumunda tedavi edilen miras bırakanın sağlık kurumundaki en yetkili yöneticisi hakim yerine geçer.

Burada dikkat edilmesi gereken kısım miras bırakanın el yazılı vasiyet yapma imkanı olup olmadığıdır. El yazılı vasiyet yapılabilecek durumda sözlü vasiyetin geçerliliği olmadığı yönünde yüksek mahkeme kararları mevcuttur.

Miras bırakan için sözlü vasiyetnameden sonra başkaca bir şekilde vasiyetname düzenleme imkanı doğuyorsa sözlü vasiyet bu tarihin üzerinden 1 ay geçmekle hükümden düşer.

Önemle belirtmek istediğimiz husus ölüm döşeğinde yatan miras bırakanın akrabalarına gerçekleştirdiği son arzuları çoğunlukla sözlü vasiyet hükmü içermemektedir. Bunun nedeni tanıklık edenlerin genellikle 536. Madde kapsamında tanıklıktan yasaklı olmaları ile ölüm döşeğindeki miras bırakanın fiili ve tasarruf ehliyetinin varlığının tartışmalı oluşudur. Yüksek mahkeme kararlarında bu yöndeki irade beyanlarını sözlü vasiyet olarak kayda almamaktadır.

Yukarıdaki şartlara uyulmadan yapılan vasiyetnameler çoğunlukla yüksek mahkeme kararları ışığında iptal edilmektedir.

Yapılan vasiyetname miras bırakan tarafından da iptal edilmek istenebilir. Miras bırakan evvel tarihli vasiyetname içeriklerinden her zaman yeni bir vasiyetname ile dönebilir. Miras bırakanın evvel tarihli vasiyetnamelerini iptal etmeden yeni vasiyetname düzenlemesi durumunda ise sonraki vasiyetname kuşkuya yer bırakmayacak şekilde evvel tarihli vasiyetnameyi tamamlamıyorsa onun yerini alır.

Miras bırakanın miras tasarruf payından fazlası için gerçekleştirdiği vasiyetnameler iptale konu olmasa da saklı paylı mirasçıların yasal süreler dahilinde tenkis talep etme hakları saklıdır.

Mirasçılarının dava yolu ile son arzularını iptal ettirmesini istemeyen miras bırakanın mal varlığı değerlerini, mirasçılarının saklı paylarını ve bu paylara düşecek değerleri düzgün bir şekilde hesaplayıp vasiyetname düzenlemesinde fayda bulunmaktadır.

 

30.03.2021

Av. Anıl Tekin

Göçük Hukuk Bürosu